Kalede “yerel seçim” var
Haber Zaman Gazetesi’nde
çıktı önce. Kızılcahamam kampında Başbakan demişti ki:
“Denizli ilinde
şahit olduk. Yurtların yetersizliği beraberinde çeşitli sıkıntılar doğuruyor.
Üniversite öğrencisi genç kız, erkek öğrenci ile aynı evde kalıyor. Bunun
denetimi yok. Muhafazakâr demokrat yapımıza bu ters. Vali Bey’e bunun
talimatını verdik. Bunun bir şekilde denetimi yapılacak.”
Haber, kabaran
dalgalar halinde yayıldı hızla.
Ortalık karışınca,
hemen Başbakan'ın Siyasi Başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın
Akdoğan girdi topa.
Evirdi.
Çevirdi.
“Denetleme
ihtiyacının öğrencilerin de kullandığı izinsiz apartlar için doğdu” falan dedi.
Yetmedi.
”Bahsi geçen
apartlar kayıt dışı olduğundan illegal örgütlerce istismar edilebilmektedir”
filan dedi.
Hıh.
Kimse yemedi.
* * *
Başdanışman topu
ezince ayağında, bu kez bir usta çıktı sahaya.
Başbakan Yardımcısı
Bülent Arınç, vuruşu sert ve netti:
“Yazılanlar gerçeği
hiçbir şekilde yansıtmamaktadır. Düpedüz asparagas bir haberdir. Bizim böyle
bir yetkimiz yok, düşüncemiz de yok. Başbakanın buna benzer bir ifadesi de
kesinlikle söz konusu değil.”
Tamam işte.
Var mı ötesi?
* * *
Varmış.
Bizzat Başbakan
tarafından açıklandı ki, başdanışmanın da, başbakan yardımcısının da söyledikleri
palavraymış!
“Nasıl” derseniz,
aynen şöyle…
Başbakan “öğrenci
evlerinden şikâyetler geldiğinden” bahisle “Peki bu şikâyetler nerelerden
geliyor?” diye sordu kendine.
Sorunun cevabı ise
belliydi elbette:
“Aynı apartmandaki
komşulardan... Çünkü bu karmakarışık ortamlarda her türlü şey olabiliyor.”
Laf önemli, bir o
kadar da tehlikeli.
“Karmakarışık.”
Bu sözcüğü çek
nereye istersen.
İstediğin yere kadar
gider!
* * *
Zaten Başbakan da
aldı topu ve başını, gitti:
“Anneler babalar
feryat ediyor 'devlet nerede' diye. Devletin burada olduğunu anlatmak için bu
adımlar atılmaktadır ve atılacaktır. Muhafazakâr demokrat bir iktidar olarak
müdahil olmak durumundayız. Kimse bunu özel hayata müdahale olarak
yorumlanmasın. Ha yorumlayanlar varsa buyursunlar yorumlasınlar. Ama biz
böyle manen bir sorumluluğun altına giremeyiz.”
Dikkat. Şaşırmayın.
Çünkü kalede “yerel
seçim” var.
Başbakan da golü
atmaya kararlı!
(Not: Maçın yorumu
yan tarafta…)
Maçın yorumu!
AKP toplumun duyarlı
olduğu noktaları iyi saptıyor ve buralara “nokta atışı” yapıyor sürekli.
Halkın bir kısmı
öfkeden çıldırıyor belki.
Fakat öteki kısmı
–ki en az yüzde ellisi- mutlu ve mesut halinden.
Yaşanan olayda da
aynı şey geçerli.
Bakın işte:
“Ben bir Başbakan
olarak Anadolu topraklarını bilen bu ülkede yaşayan anne babaların kahir
ekseriyetinin bu tür işlere asla müsaade etmeyeceğini bilen bir insanım.”
Aslında ben de o
kahir ekseriyetin içinde sayarım kendimi.
Ne var ki, insan
kendine “demokrat” diyorsa; durup, düşünür biraz.
İster muhafazakârlık
adına, ister daha çok oy almak uğruna; başkalarının özel hayatına böylesine
fütursuzca dalmaz.
Şurası belli.
AKP seçimleri yine
kazanacak.
Terazinin öteki
kefesindeki demokrasi ise mecburen kaybedecek.
Ne gam…
Recep Tayyip Erdoğan
için demokrasi, sadece “seçimden ibaret” nasıl olsa!
Tek karelik gol vuruşu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder