Yine bize hüsran mı?
İzmir’i yönetenler
okudu mu Yonca Tekbaş’ın Hürriyet’in Kelebek ekinde yazdıklarını? EXPO seferini
sevk ve idare edenler okuduysa ne yaptı?
“Eyvah” mı dediler?
“Bana ne” mi
dediler?
Olur ha.
Yoksa kimsenin
bilmediği bağlantılarla işi bitirmişlerdir de, onun rahatlığıyla belki bıyık
altından gülmüşlerdir Yonca Tekbaş’ın Dubai tespitlerine.
Dilerim öyledir.
Umarım Dubai kendi
kendine “gelin güvey” oluyordur!
* * *
Zira İzmir adına
yaşanacak bir felaketin habercisi Dubai’deki manzara.
Nasıl mı?
Aynen şöyle:
“Dubai’de adım başı
Dubai Expo2020 reklamı var. Şehirde bazı duvarlara grafitiler yapıldı. Görünce
gözlerime inanamadım.
Sahil yolunda1 km
boyunca yapılmış şahane grafiti, neden Dubai Expo2020’ye aday, onu anlatıyor.
Kafamızı nereye çevirsek Expo2020’ye dair bir şey görüyoruz.
Gazetelerde her gün haber var. Ama her gün. Televizyonlarda da haber var. Reklamlar gani gani.
Okullarda çocuklar, plajda insanlar, çölde develer konuşuyor Expo2020 hakkında.
Yerel halkın evlerinin kapılarında pankartlar, bayraklar, arabalarda etiketler, sokaklarda, AVM’lerde afişler.
Yani bilmem anlatabiliyor muyum Dubai kendini nasıl çılgınca bu olaya adamış durumda.”
Sahil yolunda
Kafamızı nereye çevirsek Expo2020’ye dair bir şey görüyoruz.
Gazetelerde her gün haber var. Ama her gün. Televizyonlarda da haber var. Reklamlar gani gani.
Okullarda çocuklar, plajda insanlar, çölde develer konuşuyor Expo2020 hakkında.
Yerel halkın evlerinin kapılarında pankartlar, bayraklar, arabalarda etiketler, sokaklarda, AVM’lerde afişler.
Yani bilmem anlatabiliyor muyum Dubai kendini nasıl çılgınca bu olaya adamış durumda.”
* * *
Rahat ol Yonca.
Anlatabilmişsin.
Bir şehrin EXPO
tutkusu, en kısa ve açık biçimde ancak bu kadar anlatılabilir zaten.
* * *
Yonca da “Gelelim
İzmir’e...” demiş sonra.
Evet.
Gelelim İzmir’e.
Yonca “arkadaşlarıma
soruyorum neler oluyor diye” demiş bu kez.
Hiç sorma.
“İzmir’de neler
olduğunu” ben söylerim sana.
Hoş.
Söylemeye değer
fazla bir şey de yok ya!
Veya yine yazdığın
gibi:
“Kiminin haberi yok.
Kiminin umurunda değil. Kimi bu tantanayı anlamsız buluyor. Şöyle ağız dolusu
bir haber veren yok. Pek ilgilenmiyor gibiler.”
Ya da “Esmer Günler”
şarkısının adını “Kara Günler” diye çevirip, yana yakıla şöyle mi söyleyeceğiz
bu ay yapılacak oylama sonunda:
“Demek yine bize
hüsran
Bize yine hasret var.”
Bize yine hasret var.”
Urla’da ikinci Tanju
Eski futbolcu Tanju
Çolak milletvekilliği seçimi öncesindeki gibi lafta bırakmadı niyetini.
Gitti, Urla Belediye
Başkanlığı için adaylık dosyasını AKP İlçe Başkanı Tarkan Bakırlı’ya teslim
etti.
Erdal İzgi geçen gün
pek güzel bir “Tanju yazısı” kaleme aldı. Sözün ondan alıp, devam edeyim.
Zira “Tanju” ile
“Urla” sözcükleri yan yana gelince, asıl Tanju, yani Tanju Okan gelir aklıma.
1989 yılındaki
seçimlerde, Anavatan Partisi’nden o da Urla Belediye Başkanlığı’na aday
olmuştu.
Olmuştu da,
sandıktan Tanju Okan’a yüzde 30, SHP adayı Bülent Baratalı’ya ise yüzde 46 oy
çıkmıştı.
Ne var ki, Tanju
Okan bir Urla aşığıydı ve 1996 yılında vefat edince, Urla’da toprağa verildi.
Şimdi sorum şu:
Allah geçinden
versin elbet… Ama ve acaba Tanju Çolak da öldüğünde Urla’ya gömülmek isteyecek
kadar seviyor mu Urla’yı?
Tek karelik taş gibi araba!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder