Tweet tsunamisi!
Perşembenin gelişi
Çarşambadan bellidir, denir ya hani. İzmir’e yağan son yağmur da, seçim
sürecinde çakacak şimşekleri, düşecek yıldırımları haber verdi.
Özellikle Star
Gazetesi’nin internet sitesine koyduğu “İzmir'e yağmur yağdı, twitter yıkıldı!
İşte CHP'nin çılgın projesi!” başlıklı habere, AKP’liler bayıldı.
Ve asıl bu haberi
paylaşanlar sayesinde, twitter yıkıldı!
Arada “özgün
çalışmalar” da vardı elbet.
Örnekse…
* * *
“İzmir güzeldir,
yağmur yağınca her ev deniz manzaralı olur...”
“CHP belediye başkan
aday adaylarının seçim vaadi: İzmir'e artık yağmur yağdırmayacağız.”
“Tatil ve romantik
bir ortam için Venedik'e gitmeye gerek yok yağmur yağdığında İzmir'e gitmek
yeterli.”
“İzmir' de yağmur
yağıyor seller akıyor, Kocaoğlu camdan bakıyor...”
“Yağmur yağdığında
Venedik'e alternatif olabilecek tek şehir gerçekten İzmir. Yakında gondol
ihalesi yaparlarsa hiç şaşırmam!”
“Bu yağmur her şeyi
yeniden başlatabilir. Kurulandıktan sonra iyi düşün İzmir.”
“İzmir'de otobüs
durakları hızla iskeleye dönüştürüldü. CHP'li belediye çalışıyor.”
”İzmir kendi kendini denize döktü.”
Kimi de ağzını bozdu her zaman olduğu gibi…
”İzmir kendi kendini denize döktü.”
Kimi de ağzını bozdu her zaman olduğu gibi…
“Ne kadar yağmur
yağsa da CENABETsin sen İzmir.”
* * *
Seçimde yarışacak
partilerin ve adayların kulağına küpe olsun.
Şu manzara bile,
sosyal medyanın siyaset üzerinde ne kadar etkili olacağını göstermeye yetiyor.
Dahası yaşanacak
sürece “yarış” veya “mücadele” demek, olacakları anlatmaya yetmeyecek maalesef.
Zira gidiş o gidiş,
bunun adına “kavga” veya “savaş” denecek!
Herkes hazırlığını
ona göre yapsın.
Dershane
kapışmasında görüldüğü üzere, iktidar “sosyal medya muharebesine” hazırlıklı.
Bir ordu düzeni
içinde, emir komuta zincirinde örgütlenmiş.
Öte taraf çok daha
ateşli ve mücadeleci belki.
Ama “tek kişilik
ordu” her biri.
* * *
Bilinmesi gereken
bir şey daha var.
World Wide Web Vakfı,
dünya çapında sansürü izleme amacıyla hazırladığı yıllık raporunda, endeksteki
ülkelerin yüzde 30'unda siyasi içerikli muhtevanın bloke edildiği veya
filtrelendiğini saptamış.
Her ne kadar Türkiye
“internet özgürlüğü” sıralamasında, 81
ülke arasında 58’inci olarak yüzümüzü kızartsa da, şu tespit çok önemli:
“Gezi Parkı
protestoları sırasında, dünyada lokasyonu belli tweetlerin yüzde 90'ı Türkiye
kaynaklı ve yüzde 88'i Türkçe oldu. Oysa 2011'deki Mısır ayaklanması sırasında
en fazla RT'lenen tweetlerin sadece yüzde 30'u Mısır'dan geliyordu.”
Yani…
Hazır olun.
Yeni bir “tweet tsunamisi”
geliyor.
Gözler kapalı olunca…
Vakit, yağmur
fırtına vakti ki; Cumadan sonra, dün de olanca şiddetiyle davam etti. Yine
haberler yazıldı, çizildi.
Ortalık battı,
çıktı.
Eyvallah.
Ama şu habere ne
demeli?
“Dereler taştı,
cadde ve sokaklar göle döndü. Yollarda biriken su birikintileri nedeniyle araç
sürücüleri yollarda ilerlemekte güçlük çekti. İzmir’de şehir içi ulaşımı
sağlayan İzmir Banliyö Sistemi (İZBAN) Basmane İstasyonu’nu da su bastı. İZBAN
trenleri Basmane istasyonunu transit geçerek yoluna devam etti.”
İnsaf demenin anlamı
yok. Vakit, hem yağmur fırtına, hem de seçim vakti. Kim kime karşıysa, gözü
kapalı saldıracak.
Bari tek gözlerini
açsalar!
İZBAN trenleri
yağmur yağsa da, yağmasa da; İzmir’i seller götürse de, götürmese de
Basmane’den geçmiyor zira.
Hayret.
Bu kadar mı
habersizsiniz yaşadığınız şehirden?
Ne olacak şimdi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder