Polis ile vatandaş
İstanbul’dan gelen
yolcu otobüsü İzmir girişinde durduruluyor.
Narkotik Şube’nin de
o gün denetleme yapası var.
Polisler otobüse
girip, yolculara önce “göz muayenesi” yapıyor.
Biri dikkat çekiyor.
Tedirgin.
Kucağındaki torbaya
sıkıca sarılmış.
Üstelik yaşını
başını almış.
Polis yaklaşıyor:
“Amca torbanın
içinde ne var?”
70 yaşındaki A.A.
kıvranıyor yerinde:
“Bunlar doğal ürün
evladım. Memleketten gönderilen, GDO'suz nohut ve kuru fasulye var.”
Polisin aklına belki
şu hikâye geliyor o an.
Hani adamın biri
valiz dolusu kaçak saatle yakalanır, “Bunlar ne?” diye sorulunca “kuşyemi” der.
“Kuşlar saat yer
mi?” denince de, “Ben önlerine korum, onlar ister yer, ister yemez” cevabını
verir ya…
İşte o hesap.
* * *
A.A. amcanın
cevabını da, denetlemeyi yapan polis arkadaşımız yememiş ve torbayı açmasını
istemiş.
Bir de bakmışlar, içinde
“20 bin 500 adet ecstasy hap” var.
A.A. amca ne desin?
“Romatizmam var.
Günde 5-10 hap içiyorum” demiş bu kez.
Yok.
Yine yememişler ve
taşıdığı malı bekleyen iki kişiyi daha yakalayıp, götürmüşler.
* * *
Polisler işini
biliyor bereket ama aynı şeyi vatandaşlar için söylemek zor.
Hele kendilerine
polis süsü veren bir ses duydular mı, elleri ayakları birbirine dolaşıyor.
Prof. Dr. Arif
Verimli hesabı çıkarmış.
Her 100 kişiden 8’i
“her türlü telkine uymaya yatkın” durumdaymış.
Onun için…
Aman dikkat.
* * *
Ve unutmayın, ne
olur…
1-
Polisin
kullandığı 155 telefonu, dışarıya çıkış yapmıyor. Sadece siz 155’i
arayabiliyorsunuz. Yani telefon ekranınızda 155 görürseniz eğer, bilin ki
karşınızda bir dolandırıcı var.
2-
Devlet,
vatandaşı bir operasyonda kullanmaz veya para istemez, isteyemez. Özellikle “Şu
kadar parayı, şuraya gidip, buraya bırakın” diyenler, dolandırıcıdır.
3-
Polis,
eğer telefonla arıyorsa ancak sizi polis merkezine çağırmak içindir.
4-
Polis
telefonda saatlerce muhabbet yapmaz.
Netice…
Siz de buna benzer
muhabbetler yapmayın.
Lafı hiç uzatmadan,
telefonu arayanın suratına kapatın.
İki başkanlı şehir
Tam da yeni belediye
başkanlarını seçmeye hazırlanırken, Kanada’dan gelen bir haber dikkatimi çekti.
Haberin kahramanı
bir belediye başkanı idi.
Toronto Belediye
Başkanı Rob Ford, kokain kullandığını kabul edince, ortalık karışmış belediye
meclisinde.
Bir kısım üye
“istifa et” demiş, o kabul etmemiş.
Bunun üzerine belediye
meclisi toplanmış ve başkana ait yetkileri tek tek oylayarak iptal etmiş.
Rob Ford'un elinde “başkan”
sıfatı kalmış sadece.
Yetkiler ise Başkan
Yardımcısı Norm Kelly’e verilmiş.
Yani iki başkan var
Toronto’da şimdi.
Birinin adı bakan,
öteki fiilen başkan!
Türkiye’de böyle bir
şey olmaz, olamaz tabii.
Ha.
Olayın Türkiye’yi
ilgilendiren yanı şu ki, Toronto bir nevi İstanbul’un kardeş şehri!
Tek karelik Mayor Rob Ford!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder