Medeniyet işte böyle bir şey
Sorsalar, “Bir
ülkedeki medeniyet düzeyini yansıtan en basit ve en somut gösterge nedir?”
deseler; artık “ne desem” diye düşünmeme gerek kalmadı.
Cumartesi günü, bir
futbol mabedi olan Anfield Road Stadı’nda oynanan, Liverpool-Fullham maçını…
Pazar günü bir diğer
futbol mabedi Old Tarafford’daki Manchester United-Arsenal maçını izledim
televizyonda.
İngiltere’deki tüm
futbol maçlarında ve dahası tüm dünyada “yaşanan savaşlarda hayatlarını
kaybeden İngiliz askerleri” için anma törenleri, saygı duruşları yapıldı,
yapılıyor.
Tam günü 11 Kasım,
saati ise 11:00 ama törenler çok daha geniş bir zamana yayılıyor.
Simgesi, bir
gelincik.
Dolayısıyla her yer
“gelincik tarlası” gibi.
Sahaların tam
ortasında…
Yöneticilerin yakasında…
Futbolcuların
göğsünde hep birer gelincik motifi var.
* * *
İzlediğim iki maçın
başlangıcında da, hakem futbolcuları orta yuvarlakta topladı.
Futbolcular, kolları
iki yandaki arkadaşlarının boynunda, omuz omuza verdiler.
Hakem düdüğünü
çaldı.
Saygı duruşları başladı.
Ne bir ıslık sesi…
Ne bir bağırış…
Ne bir salakça laf.
Ne bir slogan.
“Tık” yoktu.
* * *
Ağzına kadar dolu
tribünlerde tam bir sükûnet vardı.
Mutlak bir sessizlik
içinde geçti 1 dakika.
Statları dolduran on
binler, huşû içinde yerinden kıpırdamadı.
Hiç kimsenin hiçbir
tarafından “ses” çıkmadı!
* * *
Dedim ya, sözün
başında.
Sorsalar, “Bir
ülkedeki medeniyet düzeyini yansıtan en basit ve en somut gösterge nedir?”
deseler; artık “ne desem” diye düşünmeme gerek kalmadı.
Cevabım belli artık.
Diyeceğim ki
soranlara:
“Bir ülkedeki bir
futbol maçında yapılan bir dakikalık saygı duruşuna bakın. Eğer insanlar sesini
çıkarmadan bekliyorsa, en ufak bir gürültü duyulmuyorsa; o ülkedeki medeniyet
düzeyi yüksektir.”
Aksi halde…
Kim ne derse desin,
hikâye!
Yurt yapımı Denizli’den
başlasın
Denizli Milletvekili
Nihat Zeybekçi “tam bir demokrat” gibi konuşmuş:
“Türkiye
Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı, başka bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ile aynı
evi kiralayabilir. Özgürlük vardır, dokunulmazlık vardır. Öğrenci evlerine
yargı kararı olmadan kimse denetleyemez, dokunamaz. Özel hayata kimse müdahale
edemez. Polis denetleme yapamaz.”
Bu sözleri ne denli
umut verici ise ardından söyledikleri de bir o kadar moral kırıcı:
“Yüksek öğretimde
yurt sorunu vardır, barınma sorunu vardır. Yüksek öğretimdeki yurt ve barınma
sorunu konusunda ortada imkânsızlık ve çaresizlik var."
Oldu mu şimdi Nihat
Bey, ne demek imkânsızlık, ne demek çaresizlik?
Villadan futbol
stadına, kalekoldan sıra sıra apartman bloklarına kadar envai çeşit yapıya imza
atan TOKİ şöyle bir silkelense; öğrenci yurdu ihtiyacı sona erer memlekette.
Tek karelik anma
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder