13 Kasım 2013 Çarşamba

Medeniyet işte böyle bir şey / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 13 Kasım 2013



Medeniyet işte böyle bir şey

Sorsalar, “Bir ülkedeki medeniyet düzeyini yansıtan en basit ve en somut gösterge nedir?” deseler; artık “ne desem” diye düşünmeme gerek kalmadı.
Cumartesi günü, bir futbol mabedi olan Anfield Road Stadı’nda oynanan, Liverpool-Fullham maçını…
Pazar günü bir diğer futbol mabedi Old Tarafford’daki Manchester United-Arsenal maçını izledim televizyonda.
İngiltere’deki tüm futbol maçlarında ve dahası tüm dünyada “yaşanan savaşlarda hayatlarını kaybeden İngiliz askerleri” için anma törenleri, saygı duruşları yapıldı, yapılıyor.
Tam günü 11 Kasım, saati ise 11:00 ama törenler çok daha geniş bir zamana yayılıyor.
Simgesi, bir gelincik.
Dolayısıyla her yer “gelincik tarlası” gibi.
Sahaların tam ortasında…
Yöneticilerin yakasında…
Futbolcuların göğsünde hep birer gelincik motifi var.

* * *

İzlediğim iki maçın başlangıcında da, hakem futbolcuları orta yuvarlakta topladı.
Futbolcular, kolları iki yandaki arkadaşlarının boynunda, omuz omuza verdiler.
Hakem düdüğünü çaldı.
Saygı duruşları başladı.
Ne bir ıslık sesi…
Ne bir bağırış…
Ne bir salakça laf.
Ne bir slogan.
“Tık” yoktu.

* * *

Ağzına kadar dolu tribünlerde tam bir sükûnet vardı.
Mutlak bir sessizlik içinde geçti 1 dakika.
Statları dolduran on binler, huşû içinde yerinden kıpırdamadı.
Hiç kimsenin hiçbir tarafından “ses” çıkmadı!

* * *

Dedim ya, sözün başında.
Sorsalar, “Bir ülkedeki medeniyet düzeyini yansıtan en basit ve en somut gösterge nedir?” deseler; artık “ne desem” diye düşünmeme gerek kalmadı.
Cevabım belli artık.
Diyeceğim ki soranlara:
“Bir ülkedeki bir futbol maçında yapılan bir dakikalık saygı duruşuna bakın. Eğer insanlar sesini çıkarmadan bekliyorsa, en ufak bir gürültü duyulmuyorsa; o ülkedeki medeniyet düzeyi yüksektir.”
Aksi halde…
Kim ne derse desin, hikâye!


Yurt yapımı Denizli’den başlasın

Denizli Milletvekili Nihat Zeybekçi “tam bir demokrat” gibi konuşmuş:
“Türkiye Cumhuriyeti’nin bir vatandaşı, başka bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ile aynı evi kiralayabilir. Özgürlük vardır, dokunulmazlık vardır. Öğrenci evlerine yargı kararı olmadan kimse denetleyemez, dokunamaz. Özel hayata kimse müdahale edemez. Polis denetleme yapamaz.”
Bu sözleri ne denli umut verici ise ardından söyledikleri de bir o kadar moral kırıcı:
“Yüksek öğretimde yurt sorunu vardır, barınma sorunu vardır. Yüksek öğretimdeki yurt ve barınma sorunu konusunda ortada imkânsızlık ve çaresizlik var."
Oldu mu şimdi Nihat Bey, ne demek imkânsızlık, ne demek çaresizlik?
Villadan futbol stadına, kalekoldan sıra sıra apartman bloklarına kadar envai çeşit yapıya imza atan TOKİ şöyle bir silkelense; öğrenci yurdu ihtiyacı sona erer memlekette.




Tek karelik anma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder