12 Kasım 2013 Salı

Meçhule gider iken… / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 12 Kasım 2013



Meçhule gider iken…

Otomobilinizin gaz pedalına basın. İbre 90’ı geçtiğinde, tehlike sınırını da geçmişsinizdir, demek.
100, 120, 150…
Eğer kullandığınız sağlam bir araç değilse, her taraf zangırdamaya başlar.
180, 200, 220…
Çoğu otomobil bu hızlara ulaşamaz zaten.
Ulaşanlar ise Allah’a emanet!
Şimdi düşünün.
Saatteki hızı 300 kilometreyi aşan ve hatta 370’e varan şiddetteki bir tayfun, vurup geçtiği yerleri ne yapar?
Samar, Leyte, Cebu, Bohol, Masbate…
Buraları Filipinleri oluşturan adalardan, ülkenin tam ortasında bulunanları.
Haiyan tayfunu işte o hızla esti geçti buralardan.
Dünya felaketin boyutunu kavrayamadı önce.
Ve anlaşıldı ki, ölü sayısı sadece Leyte bölgesinde 10 binin üzerinde.

* * *

AKP Grup Başkanvekili Nurettin Canikli demiş ki:
“Aynı evde yaşayan karşı cinsler komşuların da uyarısıyla tespit edilirse polis bu gençlerin ailelerine telefon açacak.”
Canikli’nin formülündeki çağa ters takla attıran yaklaşıma karşılık, hınzırın biri de şöyle diyebilir:
“Aynı evde kız kıza veya erkek erkeğe kalanlar, olur ha, ya eşcinsel ise ne olacak; Canikli bey nasıl çıkacak işin içinden?”

* * *

Adana'daki 10 Kasım törenleri sırasında kendisini protesto eden vatandaşa “getirin o gavatı” dediği kameralara yansıyan Vali Coş “Kavas demiş olabilirim” diyerek, kendini savunmuş.
Devletin valisinin düştüğü duruma bakın.
Gittiği yerde yuhalanıyor. Hışımla makam arabasından çıkıp, kendisini protesto eden vatandaş için “O gavatı getirin” diyor. Sonra da söylediğini inkâr ediyor.
İnsan hiçbir şeyi beceremiyorsa, birazcık civanmert olup, sözünün arkasında durmayı bilir.
Yok.
O da yok!

* * *

Ve bizler böylesine ipe sapa gelmez olaylarla uğraşırken, Filipinler’de saatte 300-370 kilometre esen tayfunun yer bir ettiği şehirlerde binlerce insan can veriyor.
Kimi yerde cesetler ağaçların tepesinde, kabaran dev dalgalar ise önüne geleni meçhule doğru sürüklüyor.
Galiba Filipinler ile tek ortak noktamız da bu işte:
Meçhule gitmek!



Tartan’ı kutlarım, Arıboğan’a sorarım

Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan’ı kutlarım.
İzmir ile Atatürk’ü Körfez’de buluşturması, gayet hoş bir jestti.
Sayesinde çok anlamlı sahneler yansıdı İzmir Körfezi’nde ve bunlardan en güzelini de, yanda görüyorsunuz işte.
Bazıları ısrarla “Atatürk” adını ağzına almasa da, Türkiye’nin “kahir ekseriyeti” ona böyle seslenmeye sonsuza kadar devam edecek ve hiçbir çaba, Atatürk sevgimizi yok edemeyecektir.
10 Kasım’da gazetelerin birinci sayfalarını inceledim.
Çünkü gazetelerin ve gazetecilerin Atatürk sevgisi de, böyle günlerde aynıyla yansır sayfalara.
Kimi tam sayfasını ayırmıştı, kimi tam sayfaya yakınını.
Kimi Atatürk’e hasreti sürmanşet yapmıştı, kimi tek sütuna sığdırmıştı!
Fakat “Özgür Gündem, Evrensel, Yeni Asya, Milli Gazete ve Türkiye” gazeteleri “yok” saymıştı.
Hadi ilk dördünü anladım.
Ama adı “Türkiye” olan bir gazete neden yapar bunu?
Özellikle de gazetenin yazarlarından Deniz Ülke Arıboğan’ın bu konuda ne düşündüğünü merak ederim!



Tek karelik buluşma

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder