4 Ağustos 2013 Pazar

Karar günü / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 5 Ağustos 2013

             Karar günü

       


Daha geçen gün bizzat kendisi söyledi:
“Herkes beni sevmek zorunda değil…”
Mesele de bu zaten.
Onu ne kadar “seven” varsa, en az o kadar da “sevmeyen” var.
Ve onu sevmeyenlerin, AKP iktidarını ilk seçimde mağlup etmek için çalışmasından… Yani konuşmalarından, yazmalarından, toplantı ve miting yapmalarından vs. vs. daha doğal ne olabilir ki?
İşte bugün,  ortak özellikleri “Erdoğan’ı sevmemek” olan ve çoğu “çok tartışmalı, çok garip, çok saçma” suçlamalara muhatap kalan insanların kader günü.
Bu saatten sonra ancak bazı önemli noktaların altını bir kez daha çizip, “adaletin tecelli etmesini” dilemekten öte bir şey gelmiyor elden.

* * *

Ayrıca Ergenekon davasının içeriğine “gerçekten vakıf” birileri var mıdır, bilmiyorum ama şunu da açıkça ifade edeyim:
Hiç sanmıyorum.
Birbirine benzemeyen öylesine çok şey atıldı ki çuvalın içine, bugün kararlar açıklanmaya başlandığında dışarı ne çıkacak, meçhul!
Tabii şu kadarı malum en azından.
“Ergenekon” denilen dava, aslında 16 ayrı dava ve iddianamenin peş peşe eklenmesinden oluşuyor.
Çuvalın içinde “İrticayla Mücadele Eylem Planı” davası da var, “Şile’de Bulunan Mühimmat” davası da…
“Patrik Bartholomeos’a Suikast” davası da var, “İnternet Andıcı” davası da…
“Cumhuriyet Gazetesi’ne Atılan Bombalar” davası da var, “Vatansever Birliği Derneği” davası da…

* * *

Eğer hesap doğru yapılmışsa, bu davaların 61’i tutuklu 256 sanığı bulunuyor.
16 davanın iddianame ve ek klasörlerindeki sayfa sayısını ifade etmek için “milyonlar” sayısı kullanılıyor.
Şu güne kadar yazılıp, çizilenlerin bir kısmını okudum; sağda solda, lehte ve aleyhte konuşanların bazılarını dinledim.
Ve kararın verileceği bugün, öne sürülen iddiaların büyük çoğunluğu hakkında, aklım ve vicdanım tatmin olmuş değil.

* * *

Örnekse…
Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Mehmet Haberal, Kemal Gürüz, İlker Başbuğ ve daha pek çok sanığın “terör örgütü yöneticisi” olmakla itham edilmesi ve belki de bugün “suçlu” ilan edilecek olması; “kavak ağacında hamsi çiçeği açmasından” bile inanılmaz geliyor bana.
Bakalım nasıl bir gerekçe yazılacak karar hükmüne.

Trajik mi, trajikomik mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder