Kara(r) Gün(ü)!
Bir güm önceden
başladı tam saha baskı.
Memleketin bütün
illerinde, ilçelerinde; hedefi Silivri olan otobüsler “gözaltına” alındı.
İstanbul’da ise
otoyollar bile trafiğe kapandı.
Silivri’nin
tepesinde hava sahası uçuşa yasaklandı.
Engelleri aşabilen
insanlar tarlalara yığıldı.
Üzerlerine
helikopterden gaz bombası atıldı.
Duruşma salonuna
giriş Beyaz Saray’a girmekten zor.
Her yer jandarma.
Her yer polis.
* * *
Tarih 5 Ağustos
2013.
Burası Türkiye.
Nazım Hikmet’in
dizeleri geliyor aklıma:
“Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak…”
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak…”
Devamındaki mısraı
değiştirmek isterim biraz:
“BUGÜN CEHENNEMİ
YAŞASAK DA, BU CENNET BİZİM.”
* * *
Diğer yandan “Büyük
Uyuşturucu Operasyonu” adıyla bir habere sürekli gaz veriliyor.
Sinema ve televizyon
dizilerin şöhretli oyuncuları İstanbul’dan, Ankara’dan, Bodrum’dan, Çeşme’den
toplanıyor.
Kenan İmirzalıoğlu, Nehir
Erdoğan, Sarp Apak, İlker Aksum, Şahin Irmak, Gökçe Özyol, Ersin Korkut, Mehmet
Erdem…
Silivri’de işler
kızıştıkça, isimlere yenileri ekleniyor:
Engin Günaydın,
Engin Altan Düzyatan, Orçun Koray Candemir, Murat Eken…
İktidarın son
numarası bu anlaşılan.
Üstelik bir taşla
iki kuş vuruyorlar.
Hem Silivri’den
dikkati uzaklaştırıyor, hem de Gezi eylemlerinden eksik kalan hesapları
görüyorlar!
* * *
Yerler mi, peki?
Elbette hayır.
Saatler ilerledikçe
“uzun yürüyüşü” başarıp, Silivri’deki tarlalara ulaşanlar sayısı hızla artıyor.
Duruşma salonundan
ise çelişkili haberler geliyor.
Mustafa Balbay içeri
girerken demiş ki:
“Biz kendimizi
halkın adaletine teslim ediyoruz. Sıcak bir sonbahar geliyor. Herkes
hazırlansın, bizi halktan koparamayacaklar.”
* * *
Garipten de öte bir
manzara hakim duruşma salonuna.
Karar “Türk milleti
adına” açıklanacak ama…
İçeride “halk” yok.
Her yeri tel tel
dökülen bir davaya, elbet tel örgülerin ardında kararı açıklamak yakışırdı!
Belki de en doğrusu,
mahkeme salonunu tamamen boşaltmaktı.
İçeride hakimlerden
başka kimse kalmamalıydı.
Kararlar da
"boşluğa" açıklanmalıydı!
An be an…
Belki de şöyle demek
en doğrusu:
Her yer Silivri
Herkes tutuklu
Her yer Silivri
Herkes tutuklu
* * *
Bu dava ile
geçmişten intikam aldılar, akıllarınca da geleceklerini garantiye aldılar.
* * *
HUKUK zaten yoktu.
Artık GUGUK da kalmadı.
Artık GUGUK da kalmadı.
* * *
"Darbe
teşebbüsü" ile aleni tek bağı olan Yaşar Büyükanıt...
Keyfiniz yerinde mi?
Mutlu musunuz?
Keyfiniz yerinde mi?
Mutlu musunuz?
* * *
İnsan merak
ediyor...
Verilen cezalar açıklanmadan önce, belli makamların "onayına" sunuldu mu?
Verilen cezalar açıklanmadan önce, belli makamların "onayına" sunuldu mu?
* * *
Verilen cezalara
"oh olsun" diyenler...
Sizin için de bir gün öyle diyecekler!
Sizin için de bir gün öyle diyecekler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder