6 Ağustos 2013 Salı

Kara(r) Gün(ü)! / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 6 Ağustos 2013


Kara(r) Gün(ü)!

Bir güm önceden başladı tam saha baskı.
Memleketin bütün illerinde, ilçelerinde; hedefi Silivri olan otobüsler “gözaltına” alındı.
İstanbul’da ise otoyollar bile trafiğe kapandı.
Silivri’nin tepesinde hava sahası uçuşa yasaklandı.
Engelleri aşabilen insanlar tarlalara yığıldı.
Üzerlerine helikopterden gaz bombası atıldı.
Duruşma salonuna giriş Beyaz Saray’a girmekten zor.
Her yer jandarma.
Her yer polis.

* * *

Tarih 5 Ağustos 2013.
Burası Türkiye.
Nazım Hikmet’in dizeleri geliyor aklıma:
“Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak…”
Devamındaki mısraı değiştirmek isterim biraz:
“BUGÜN CEHENNEMİ YAŞASAK DA, BU CENNET BİZİM.”

* * *

Diğer yandan “Büyük Uyuşturucu Operasyonu” adıyla bir habere sürekli gaz veriliyor.
Sinema ve televizyon dizilerin şöhretli oyuncuları İstanbul’dan, Ankara’dan, Bodrum’dan, Çeşme’den toplanıyor.
Kenan İmirzalıoğlu, Nehir Erdoğan, Sarp Apak, İlker Aksum, Şahin Irmak, Gökçe Özyol, Ersin Korkut, Mehmet Erdem…
Silivri’de işler kızıştıkça, isimlere yenileri ekleniyor:
Engin Günaydın, Engin Altan Düzyatan, Orçun Koray Candemir, Murat Eken…
İktidarın son numarası bu anlaşılan.
Üstelik bir taşla iki kuş vuruyorlar.
Hem Silivri’den dikkati uzaklaştırıyor, hem de Gezi eylemlerinden eksik kalan hesapları görüyorlar!

* * *

Yerler mi, peki?
Elbette hayır.
Saatler ilerledikçe “uzun yürüyüşü” başarıp, Silivri’deki tarlalara ulaşanlar sayısı hızla artıyor.
Duruşma salonundan ise çelişkili haberler geliyor.
Mustafa Balbay içeri girerken demiş ki:
“Biz kendimizi halkın adaletine teslim ediyoruz. Sıcak bir sonbahar geliyor. Herkes hazırlansın, bizi halktan koparamayacaklar.”

* * *

Garipten de öte bir manzara hakim duruşma salonuna.
Karar “Türk milleti adına” açıklanacak ama…
İçeride “halk” yok.
Her yeri tel tel dökülen bir davaya, elbet tel örgülerin ardında kararı açıklamak yakışırdı!
Belki de en doğrusu, mahkeme salonunu tamamen boşaltmaktı.
İçeride hakimlerden başka kimse kalmamalıydı.
Kararlar da "boşluğa" açıklanmalıydı!

An be an…

Belki de şöyle demek en doğrusu:
Her yer Silivri
Herkes tutuklu

* * *

Bu dava ile geçmişten intikam aldılar, akıllarınca da geleceklerini garantiye aldılar.

* * *

HUKUK zaten yoktu.
Artık GUGUK da kalmadı.

* * *

"Darbe teşebbüsü" ile aleni tek bağı olan Yaşar Büyükanıt...
Keyfiniz yerinde mi?
Mutlu musunuz?

* * *

İnsan merak ediyor...
Verilen cezalar açıklanmadan önce, belli makamların "onayına" sunuldu mu?

* * *

Verilen cezalara "oh olsun" diyenler...
Sizin için de bir gün öyle diyecekler!




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder