1 Ağustos 2013 Perşembe

Foça, Karaburun, Bodrum, Marmaris / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 1 Ağustos 2013


Foça, Karaburun, Bodrum, Marmaris

Bu ayın ilerleyen günlerinde bir büyük felaket, bir büyük acı hatırlanacak yine.
Yoksa unuttunuz mu?
Hatırlayın öyleyse:
“Ezan sesleriyle zamanı tayin etmeye çalışıyordum. Kızım 5 yaşındaydı. Enkaz altında ağzı, bileğime denk gelmişti. Öleceğimi, kendimden geçeceğimi düşünüyordum. Kızıma, 'sesim çıkmazsa bileğimi ısır' dedim. Acısıyla diğer insanlara ses verip, en azından çocuğumun kurtarılabileceğini düşünüyordum. Ama o şekilde ne kadar ayık, ne kadar baygın kaldım hatırlamıyorum. Kızım ara ara ısırması sonucu elimdeki acıyla arada bir kendime geldim. Enkaz altında eşime ve çocuklarıma çok seslendim ama onlardan ses duymadım.”
17 Ağustos depreminde Kocaeli’nin Başiskele ilçesi Yuvacık bölgesinde beş katlı evin altında kalmıştı Ülkü Karahan.

* * *

Sonra çıkardılar onu ve kızını.
Ama…
“Beni öldü zannettikleri için hastane bahçesinde ölülerin arasına atmışlar. 2 gün burada ölülerle kaldım. Üzerimde 2-3 tane ceset vardı. Ama kendimde değildim. 2 gün sonra ise cenazeler ceset torbalarına konulmaya başlandı. Bu sırada görevlilerden biri benim yaralı bacağıma dokununca hafif bir ses çıkarmışım ve görevliler hemen hastaneye götürmüş. Ondan sonra da 3 ay tedavi oldum. Kızımı bu süre zarfında göremedim. Oğlum ve eşimin öldüğünü ise 3 ay sonra söylediler.”

* * *

Prof. Dr. Ahmet Ercan’a, Gökçeada'da önceki gün meydana gelen 5,3 büyüklüğündeki depremin Ege’nin diğer kritik bölgelerini etkileyip, etkilemeyeceğini sormuşlar.
Ahmet Ercan “iyi haber” vermiş, “Bu depremin Foça'da, Karaburun'da, Bodrum'da, Marmaris'te bir deprem yaratma olasılığı yoktur” demiş.
Bence…
Hiç rahatlamayın.
Foça, Karaburun, Bodrum, Marmaris ile Ege’nin hemen her noktasında, her an deprem olma tehlikesi var.
Ama bugün.
Ama yarın.
Mutlaka sallanacak.
Ülkü Karahan’ın yaşadığı kabusun benzerleri yine ve maalesef yaşanacak.

* * *

Onun için siz depremden değil…
Türkiye’yi yönetenlerin çoğu lafta kalan söylemleri ile ağır aksak süren göstermelik eylemlerinden korkun asıl.
Hep derler ya…
Deprem öldürmez, bina öldürür.


Mal ve düdük!

Haberi okuyunca… “TDK sözlüğünde güncel Türkçe sözlük bölümünde kelimelerin anlamının yanında argo karşılığı da birlikte veriliyor. Bazı kelimelerin argo karşılığı ise tepki çekiyor” cümlelerin ardından verilen örnekler dikkatimi çekti.
Misal, mal…
Demekmiş ki:
“Bir kimsenin, bir tüzel kişinin mülkiyeti altında bulunan, taşınır veya taşınmaz varlıkların bütünü, bayağı, aşağılık, kötü kimse, esrar, o.......”
Ben de birkaç sözcüğe baktım sonra.
Misal, düdük.
Demekmiş ki:
“İçinden hava veya buhar geçirildiğinde keskin ses çıkaran ve işaret vermek için kullanılan araç… Taşıtlarda karşı tarafı uyaran korna… Akılsız, boş kafalı…”
Haberdeki “tepki çekti” vurgusunu anlamadım.
Türkçe esnek bir dil.
Aynı sözcük farklı anlamlara gelebiliyor. Bilmeyenlerin öğrenmesinde ne sakınca var?
Yani…
Düdüklüğün alemi yok.



Tek karelik bir avuç insan!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder