18 Haziran 2013 Salı

‘bip,bip,bip basınını’ - İzmir’de tek çadır / FEYZİ HEPŞENKAL / MİLLİYET EGE / 18 HAZİRAN 2013

‘bip,bip,bip basınını’

Olayların “neden çıktığını ve neden tırmandığını” anlamayanlar veya anlamak istemeyenler için, maalesef elden fazla bir şey gelmez.
Onların gözü kulağı Başbakan’da.
“Yat” derse…
Yat.
“Kalk” derse…
Kalk.
Ötesi yok.
Arası yok.
Benim sözüm bunların dışında kalanlara.
Öncelikle…
Aman sakin olun.
Akıllı olun.
Dikkatli olun.
Zira provokasyonun kralı “en tepeden” yapılıyor.
Hal böyle olunca da….

* * *

İpek İzci yazmış:
“Radikal’den Elif (Ekinci) ile parkın içinden çıkıp Divan Oteli’nden aşağı doğru yürümeye başladık. Civardaki bütün sokaklara 10-15 çevik kuvvet yerleştirilmişti. The Marmara’ya çıkmaya çalışıyorduk ancak bir polis bizi geri döndürüp bir ara sokağa yönlendirdi. Dediği sokağın sonunda bizi yine çevik kuvvet bekliyordu. Polis önce, ‘Sizi bu sokaktan geçirmeyiz’ dedi, ancak bizi arkadaşlarının yönlendirdiğini söyleyince ‘Baretle geçirmem’ dedi ve Elif’in başındaki barete doğru hamle yaptı. Güvenlik için bareti alamayacağını söylediğimiz an arbede çıktı. 6-7 polis bir anda üzerimize yürüyüp, coplarına davrandı. Basın kartlarımızı gösterdik ve ‘S*kerim basınını’ yanıtını aldıktan sonra bir polis elini kaldırıp bana tokat atmaya yeltendi.”

* * *

Yani.
Durum fazlasıyla ciddi.

* * *

Bir yandan da bakıyorum, daha düne kadar aşkla meşkle, şakayla şamatayla, yemeyle içmeyle, sohbetle muhabbetle vakit geçiren milyonlarca insanı; bir anda "marjinal" yaptılar.
Çoluk çocuk sabahlara kadar sokaklarda yürür hale geldi.
Apolitik gençlik, bir anda politika kazanının içine daldı.
Dünyada bunu başaran bir iktidar hiç olmamıştı.
Ne yapsak, AKP’yi kutlasak mı?

* * *

Olayların vahşet boyutuna vardığı o karanlık gecenin sabahında ilham geldi.
Oturup, yazdım ben de:
“Yalaklar ve salaklar sarmış dört bir yanını
Baktığın her yerde pembe bir tablo duruyor
Oysa manzara çok kötü şeyler hatırlatıyor
Beraber yürümesek de bu yolda
Beraber ıslanacağız yağan yağmurda!
Şimdi duyduğum her ses
’Aman aklını başına al’ diyor.”

* * *

Alır mı, derseniz…
Sanmam.
Niyeti yok.


İzmir’de tek çadır

İlk günlerdeki “çirkin görüntülerden” sonra İzmir pek bir hoş oldu.
Ne itiş, ne kakış.
Can sıkan hiçbir olay yaşanmadı.
Sanırım ve “umarım” bunun nedeni, yeni valimizin hızla durumu kontrol altına almasıydı.
Umarım ve “dilerim” aynı çizgi kırılıp dökülmeden devam eder.
Ne var ki…
Kordon’daki çadır kentin devamına izin verilmeyeceği, Türkiye’nin diğer şehirlerinde yaşananlardan belli.
Öyleyse…
Taksim’de gerçekleşmesine fırsat tanınmayan uygulamayı, İzmir’de hayata geçirmektir çare:
Tek çadır.
Yine umarım ve “dilerim” bu önerime kulak verilmesi için, bu sabah itibariyle hâlâ zaman vardır!
Ve bir not:
Şu eli sopalı adamları unutmadık. Sabırla açıklama bekliyoruz.


Dünya direniş görsün…




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder