Ahşap banktan sanat eseri
olur mu?
Güzelce ifade
edildiği gibi “park ve meydanlardaki bank ihtiyacını şantiyesindeki kendi
üretim tesislerinde karşılayan Çiğli Belediyesi’nin, farklı alanlardan yoğun
talep gelmesi üzerine yeni banklar ürettirerek dağıtmaya başlaması” takdire
değer.
Fotoğrafını da
gördüm.
Belediye Başkanı
Metin Solak göz alabildiğine sıralanmış bankların önünde “Bunlar benim eserim”
dercesine poz vermiş.
Kutlarım kendisini.
Ne var ki,
okullardaki öğrenci sıralarını andıran o bildiğimiz ahşap bankları daha
yaratıcı bir düşünceyle, birer kent mobilyasına dönüştürebilirdi.
* * *
Belediye
şantiyesinin olanakları sınırlı kalabilir.
Farklı malzemeler
satın alacak parası olmayabilir.
Dünyada ve
Türkiye’de benzerleri olan çok değişik modeller üretme şansı bulunmayabilir.
Fakat yine de o
bankların her birini başka bir görüntüye, hatta tek tek bir sanat eserine
dönüştürmek mümkündü.
Nasıl mı?
* * *
Biraz araştırdım.
İzmir Büyükşehir
Belediyesinin biri 6853 sokak No:4 Evka 2’de, diğeri İşka İş Merkezi 8831
Sokak No:146 Egekent adresinde iki kurs merkezi var.
Aynı şekilde Çiğli
Halk Eğitim Merkezi’nin biri Köyiçi
Mahallesi Büyük Çiğli İlk Öğretim Okulu yanında, öteki 8085/1 sokakta iki
şubesi var.
Ve buralarda
düzenlenen resim kursları var.
Belki başka özel ve
resmi kuruluşlar da aynı şeyi yapıyor.
Hepsi bir yana, ressam
Martı Gül Kalkan’ın eğitmenliğinde bizzat Çiğli Belediyesi’nce başlatılan ve
umarım devam eden bir resim kursu da var.
* * *
Demem o ki, sadece
Çiğli’de üretilen bank sayısından fazla insan resme gönül vermiş ve daha iyiye
ulaşmak için çabalıyor.
Madem öyle…
Yığarsın boyaları
bir yere.
Gerekli malzemeleri
verirsin ellerine.
Her bankı teslim
edersin her birine.
“Hadi” dersin:
“Bu bank sizin
eseriniz olacak. Altına imzanızı da atacağınız, dilediğiz resmi yapın üzerine…”
Şenliğe bak.
Çiğli rengârenk
banklarla donatılır bir anda.
Boz bankları
canlanır, yeni bir ruh ve heyecan katar yaşama.
* * *
Yani… Bir iş
yaparken, düşünün biraz.
“Daha farklı, daha
iyi, daha güzel nasıl olur?” diye sorun kendinize. Veya daha doğrusu “yaratıcı
insanları” eksik etmeyin yanınızdan.
Sormaktan,
konuşmaktan, danışmaktan, fikir almaktan çekinmeyin, kaçınmayın.
Unutmayın.
Baştaki insanın
gücü, çevresindeki insanların yeteneği ölçüsündedir ancak.
Helâl İşler Bakanı!
Sayın Başbakana
öneriyorum.
Avrupa Bakanı Egemen
Bağış’ın “görev alanını” ve hatta bakanlığının adını değiştirin lütfen.
Çünkü Avrupa ile
selam sabah usulen yürüyor gibi.
Onun yerini alan ise
İslam ülkeleri.
Nitekim İstanbul’da
yapılan toplantıda, İslam aleminde birlikteliğin sağlanmasına ve Müslüman
ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Egemen Bağış,
şöyle buyurmuş:
“Helal ürünlerin
denetim altında serbestçe dolaşabilecekleri bir 'Helal Şengen' veya ‘Helalgen'
ağı oluşturmanın vakti geldi de geçiyor.”
Hatırlarsınız…
Geçenlerde de “helâl
seks shop” mevzuu gündemi epey meşgul etmişti.
Eeee.
Artık böyle.
Önüne “helâl” lafı
geldi mi, her şey helâl!
Tek karelik başkan ve
bankları!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder