Bergama EXPO’ya yeter
Galen… Galenos… Veya
Galenus…
Belki de en doğrusu,
İslam dünyasındaki lakabı:
Şeyh-s Seyadile.
Yani…
Hekimlerin
İmparatoru.
Doğaldır ki, “Hekimlerin
İmparatoru” diye anılan bir kişi, imparatorların da hekimliğini yapar.
Nitekim Galen,
Bergama’dan Roma’ya gider.
Yıllar geçer.
Veba salgını baş
gösterir Roma’da.
İmparator Avrelius’u
da pençesine alır veba.
Galen, peynir
perhizi ile İmparatoru iyileştirir.
Bunun üzerine Avrelius,
minnettarlığını belirtmek için, altın zincire bağlı bir madalyonu Galen’a
armağan eder.
Mesele madalyon
değil, üzerinde yazan cümledir:
“Antonıus Roma Imp.
Caleno Med. Imp”
Yine yani…
“Romalıların
İmparatoru Antonius’dan Hekimlerim İmparatoru Calenos’a.”
* * *
İzmir Valisi Mustafa
Toprak, EXPO delegelerine “Hipokrat’ın Bergama’da yaşadığını” söyleyip,
akıllarda “kargaşa yaratacağına” dersini daha iyi çalışıp; keşke Galen’i
anlatsaydı bir güzel.
Galen’in gerçek
anlamda “ilk spor hekimi” olduğunu, eczacılıkta geliştirdiği yeni teorileri ve
günümüze miras kalan 83 ilacı, insan anatomisi üzerine yaptığı çalışmalarla
yarattığı devrimleri sıralasaydı.
Ayrıca, Ptolemaius
ile birlikte evrenin gizlerini çözmüş bilgin olarak bilindiğini; Türk ve Divan
edebiyatında Hipokrat ile birlikte aşk hastalığına çare bulan hekim olarak girdiğini
de söyleseydi.
* * *
Ve Bergama…
Sadece Galen’le
değil, başka özellikleriyle de sağlık temasını seçerek EXPO 2020’ye aday olan
İzmir için; o kapıyı açacak altın bir anahtar aslında.
Zira…
“Sağlık Tanrısı
Asklepios'un evi” ilk büyük sağlık ve tedavi merkezi Asklepion, Bergama’dadır.
İlk telkinle tedavi
(psikoterapi) Bergama’da uygulanmıştır.
İlk doğal tedavi (müzik,
tiyatro, spor, güneş, çamur, su ile) Bergama’da yapılmıştır.
İlk kent hijyenin
gerçekleştiği yer Bergama’dır.
Umarım bütün bunlar
da EXPO delegelerine izah edilmiştir hakkıyla.
Öyle ya…
Böyle bir
zenginliğin sahibi olmak az şey mi?
İzmir’in diğer
özellik ve avantajları bir yana, özenle anlatılmış bir Bergama dahi EXPO’yu
kazanmaya fazlasıyla yeter aslında.
İşte o kız
Dibine kadar
İzmirliyim! Neşeli, enerjik, eğlenceli ve komiğim. Özgürlüğüme feci düşkünüm.
Tutkuluyum, coşkuluyum. Açıksözlüyüm, lafı evirip, çevirmem. Adı üstünde
İzmirliyim!
“Hep hoplayan,
zıplayan bir kızdım. Zaten beni, ‘Bu çocuk çok hareketli!’ diye baleye
yazdırmışlar. Biraz durulayım diye. İşe yaramadığı kesin! Ama bale sayesinde
sahne aşkım başladı. Kendimi sahnede hep çok iyi hissettim...”
“İzmir Tevfik Fikret’te
okudum. Biz İzmir’in fırlama çocuklarıydık. Alsancak, Karşıyaka her yer
bizimdi. Sokakta geçen, mutlu, özgür bir çocukluk.”
“Ben şişmandım. Ama
İzmirli kadın şişman olsa da güzeldir. Çünkü güzellik, gülüşündedir,
enerjindedir, saçını savuruşundadır, yaptığın espridedir. Bizimkiler, ‘Bale de
bu kızı kesmiyor, halkoyunlarına verelim’ dediler. Ben onu da sevdim. Yine
dans, müzik...
Sahi…
Kim bu kız?
Gözde Kansu.
Hüseyin Çelik’in
kıyafetine takıldığı ve sonrasında işinden kovulan kız.
Tek karelik ofis
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder