Baba-kız, karı-koca!
Seçimler beklenmedik
ölçüde ilginç olaylara sahne olur bazen.
Örnekse…
Aliağa’da kapanan
Helvacı beldesinin eski Belediye Başkanı Hüseyin Şengül ile 29 yaşındaki
matematik öğretmeni kızı Bilge Şengül, AKP'den Aliağa Belediye Başkan aday
adayı olmuşlar.
Hoş.
Hem baba aday adayı,
hem de kızı.
Eğer ikisinden biri
aday yapılırsa, Şengül Ailesi kazanacak.
Bir bakıma piyango
çekilişi için, bir yerine iki bilet almak gibi bir durum.
Ama benzer
durumların en şahanesine yıllar önce tanık olmuştum.
* * *
Tarihini hiç
unutmam:
17 Nisan 1993.
Günlerden
cumartesiydi.
Selçuk’taki DYP İlçe
Kongresi’nde iki aday yarışacaktı.
İlçe Başkanı Zeliha
(Vişne) Arık…
Veeeee eşi Halil
Arık.
Karı koca aynı
koltuğa adaydılar.
Durumları
Aliağa’daki baba-kıza benzemiyordu ama…
Evliydiler ama
küstüler ve birbirlerine fena halde kızgındılar!
* * *
O gün sevgili dostum
Mehmet Soyer’le beraber yola koyulup, siyasette eşine zor rastlanır bu olayı
izlemek için Selçuk’a gittik.
Tesadüf.
Aynı sıralarda,
dönemin Başbakanı Süleyman Demirel de bazı törenlere katılmak için az öteki
Aydın’daydı.
Kongre salonu ise
hıncahınç doluydu.
Hani imkân olsa da,
senaryosunu yazsam ve filmi yapılsa…
Manzara gerçekten
çok çarpıcıydı.
Zeliha Hanım
kürsüde, gayet ateşli bir konuşma yaparken; Halil Ağa sandalyesini ters
çevirmiş, arkası dönük şekilde oturuyordu.
Yine de ara sıra
ateş saçan gözlerle kürsüye bakmaktan kendini alamıyordu.
Acaba gerilim daha
ne kadar tırmanacak, diye beklerken…
Şimdilerde suyu çıkarılcasına
kullanılan “bomba gibi” deyişi, hakkını vererek patladı salonda.
Haber dehşetti.
Cumhurbaşkanı Turgut
Özal hayatını kaybetmişti.
* * *
Şaşkınlık, telaş,
heyecan…
Hepsi birden yaşandı
o an.
Salon boşaldı.
Millet dağıldı.
Türkiye yeni bir
dönemin eşiğindeydi mecburen.
Ha.
Tadını
çıkaramadığımız o kongrenin sonucu mu?
Zeliha Hanım
kazandı.
Gezi Partisi neden kuruldu?
Bekleniyordu zaten,
bir uyanığın çıkması, etkisi henüz kestirilemeyen “gezi olaylarını” siyasete
kurban etmesi kaçınılmazdı.
“Gezi Partisi”
adıyla kurulan ve GZP rumuzuyla anılacak olan bu siyasi parti hakkındaki ilk
duygum, öfkeydi.
Çünkü yapılan
yanlıştı.
Gezi’nin siyaset
üstü anlam ve önemi mutlaka korunmalıydı.
Sonra kurucusu
kimdir, diye sorup, soruşturdum.
Reşit Cem Köksal adı
çıktı karşıma.
Neo-Klasik Metal
türünde müzik yapan biriymiş arkadaş.
Özellikle gitara çok
dükünmüş ve “shark” adını verdiği bir model geliştirmiş.
Beste yapıyor. İki
albümü var. Türkiye'de konser veren Joe Lynn Turner ile aynı sahneyi
paylaşmış.
O zaman “Acaba”
dedim:
“Bu arkadaş bir
iyilik mi yaptı Türkiye’ye? Gezi Partisi adını bloke ederek, bir başkasının
siyasi rant devşirme iştihanın önüne mi geçmek istedi?”
Umarım öyledir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder