21 Ekim 2013 Pazartesi

Silvio İzmir’e gelsin - Doktor tavsiyesi / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 21 Ekim 2013


Doktor tavsiyesi

Ömer Akkuş bir tıp adamı. Uzun zamandır kafayı bir “konuya” takmış, çırpınıyor.
Her kapıyı çalıyor.
Her yere ulaşmaya çabalıyor.
Gündeme getirmek istediği “konu” için verdiği örnek ise çok çarpıcı:
“İzmir’de, bilhassa Vilayet binasında ve bağlı bloklarda taharet musluklu klozetler (asri tuvalet) yoktur. Buraları kullanmak zorunda kalan kişiler dökme su ile çağdışı ve aykırı şekilde temizlik yapmaktadır. Bu tuvaletleri kullananlar ellerini sabunla yıkasa dahi tırnak diplerinde gaita bulaşıklarının kalma olasılığı fazladır.”
Operatör Doktor Ömer Akkuş halkı ”tedbirli” olmaları konusunda, yani ceplerinden, çantalarından “kâğıt havlu, tırnak fırçası, ıslak mendil” gibi malzemeleri eksik etmemeleri için uyarıyor.
Zira…
Oraya buraya bulaşan pisliklerin taşıdığı mikroplar ve insana verebilecekleri zararlar, saymakla bitmiyor.

* * *

Ömer Akkuş şu ana kadar aktardığım tehlikeleri ve alınması gereken önlemleri “resmen sorumluluk sahibi” tüm kişi ve kurumlara iletme çabasında.
Valilik, sağlık müdürlüğü ve bakanlığı vs. bana ilettiği mektubu hemen her yere göndermiş.
Ama…
Yok.
Hiçbir yerden cevap yok.
Ve neymiş sonra…
İzmir sağlık temasıyla EXPO’ya adaymış!

* * *

Bakın şimdi.
Meral Tamer geçenlerde önemli yazı yazdı.
Başlığı şuydu.
“Tarihteki en önemli inovasyon klozet/helâ mı?”
Bilen, bilir.
Yine de “inovasyon” ne demek, bir cümle ile açıklayalım.
Her alanda geçerli olduğu gibi bir ürünü de “önemli ölçüde yenilemenin, değiştirmenin” adıdır, inovasyon.
Ya da şöyle diyelim…
Çömelerek def-i hacet etmekten, o işi oturarak yapmaya geçiş;
Northwestern Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Robert Gordon’a göre dünyadaki gelmiş-geçmiş en önemli inovasyon.
Dahası…
“Gelecekte de bundan daha önemli bir inovasyon olmayacak” diyor Prof. Gordon.

* * *

Meral Tamer yazmış:
“TÜSİAD’ın düzenlediği CEO Forum’da Prof. Gordon’un kapsamlı sunumunu dinlerken, insanlık için tarihteki en önemli inovasyonun hela/tuvalet olduğuna ben de ikna oldum.”
Fakat buna bir türlü ikna olmayanlar var ki Türkiye’de, örneğin İzmir Valiliği’nin tuvaletlerinde bu değişim henüz gerçekleştirilememiş durumda.


Silvio İzmir’e gelsin

Haberi okuyunca “İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli” sözünü hatırladım yine.
Şan, şöhret, para, güç, kudret…
Hepsi beyhude.
Ne oturduğun başbakanlık koltuğu, ne dünya liderleriyle el ele, yanak yanağa verdiğin pozlar.
Eğer bir yamukluk varsa yaptığın işlerde, günü gelince yapışırlar yakana, çekerler aşığıya.
İtalya’nın eski başbakanı Silvio Berlusconi’nin düştüğü durum, özellikle “eski dostlarına” ders olsun.
Unutmasınlar asla…
Bugünün yarını da var.
Berluconi vergi kaçakçılığı ile dört yıl hapis cezası alınca, mahkumiyetini hangi koşullar altında çekeceği de tartışılmaya başlanmış.
Önerilen cezalardan biri de tuvalet temizliği…
Birden aklıma geldi.
Başbakan Erdoğan devre girse, eski dostu Silvio’yu İzmir’e getirse ne iyi olur.
Malum.
Temizlenecek çok helâ var İzmir’de!


Tek karelik istikamet!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder