Doktor tavsiyesi
Ömer Akkuş bir tıp
adamı. Uzun zamandır kafayı bir “konuya” takmış, çırpınıyor.
Her kapıyı çalıyor.
Her yere ulaşmaya
çabalıyor.
Gündeme getirmek istediği
“konu” için verdiği örnek ise çok çarpıcı:
“İzmir’de, bilhassa
Vilayet binasında ve bağlı bloklarda taharet musluklu klozetler (asri tuvalet)
yoktur. Buraları kullanmak zorunda kalan kişiler dökme su ile çağdışı ve aykırı
şekilde temizlik yapmaktadır. Bu tuvaletleri kullananlar ellerini sabunla
yıkasa dahi tırnak diplerinde gaita bulaşıklarının kalma olasılığı fazladır.”
Operatör Doktor Ömer
Akkuş halkı ”tedbirli” olmaları konusunda, yani ceplerinden, çantalarından
“kâğıt havlu, tırnak fırçası, ıslak mendil” gibi malzemeleri eksik etmemeleri
için uyarıyor.
Zira…
Oraya buraya bulaşan
pisliklerin taşıdığı mikroplar ve insana verebilecekleri zararlar, saymakla
bitmiyor.
* * *
Ömer Akkuş şu ana
kadar aktardığım tehlikeleri ve alınması gereken önlemleri “resmen sorumluluk
sahibi” tüm kişi ve kurumlara iletme çabasında.
Valilik, sağlık
müdürlüğü ve bakanlığı vs. bana ilettiği mektubu hemen her yere göndermiş.
Ama…
Yok.
Hiçbir yerden cevap
yok.
Ve neymiş sonra…
İzmir sağlık
temasıyla EXPO’ya adaymış!
* * *
Bakın şimdi.
Meral Tamer
geçenlerde önemli yazı yazdı.
Başlığı şuydu.
“Tarihteki en önemli inovasyon klozet/helâ mı?”
“Tarihteki en önemli inovasyon klozet/helâ mı?”
Bilen, bilir.
Yine de “inovasyon”
ne demek, bir cümle ile açıklayalım.
Her alanda geçerli
olduğu gibi bir ürünü de “önemli ölçüde yenilemenin, değiştirmenin” adıdır,
inovasyon.
Ya da şöyle diyelim…
Çömelerek def-i
hacet etmekten, o işi oturarak yapmaya geçiş;
Northwestern
Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Robert Gordon’a göre dünyadaki gelmiş-geçmiş
en önemli inovasyon.
Dahası…
“Gelecekte de bundan
daha önemli bir inovasyon olmayacak” diyor Prof. Gordon.
* * *
Meral Tamer yazmış:
“TÜSİAD’ın
düzenlediği CEO Forum’da Prof. Gordon’un kapsamlı sunumunu dinlerken, insanlık
için tarihteki en önemli inovasyonun hela/tuvalet olduğuna ben de ikna oldum.”
Fakat buna bir türlü
ikna olmayanlar var ki Türkiye’de, örneğin İzmir Valiliği’nin tuvaletlerinde bu
değişim henüz gerçekleştirilememiş durumda.
Silvio İzmir’e gelsin
Haberi okuyunca
“İnsan ne oldum değil, ne olacağım demeli” sözünü hatırladım yine.
Şan, şöhret, para,
güç, kudret…
Hepsi beyhude.
Ne oturduğun
başbakanlık koltuğu, ne dünya liderleriyle el ele, yanak yanağa verdiğin
pozlar.
Eğer bir yamukluk
varsa yaptığın işlerde, günü gelince yapışırlar yakana, çekerler aşığıya.
İtalya’nın eski
başbakanı Silvio Berlusconi’nin düştüğü durum, özellikle “eski dostlarına” ders
olsun.
Unutmasınlar asla…
Bugünün yarını da
var.
Berluconi vergi
kaçakçılığı ile dört yıl hapis cezası alınca, mahkumiyetini hangi koşullar
altında çekeceği de tartışılmaya başlanmış.
Önerilen cezalardan
biri de tuvalet temizliği…
Birden aklıma geldi.
Başbakan Erdoğan
devre girse, eski dostu Silvio’yu İzmir’e getirse ne iyi olur.
Malum.
Temizlenecek çok
helâ var İzmir’de!
Tek karelik istikamet!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder