Paket maket muhabbet!
Geçenlerde Salih
Memecan’ın pespaye karikatürü üzerine, AKP’li bir dostumla Facebook’da
giriştiğimiz söz düellosunu aktarmıştım.
Bu kez “muhabbet”
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu’nun “Sn. Başbakanımızın açıkladığı
Demokratikleşme Paketinin ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz için hayırlı
olsun” şeklindeki düşük cümleli (!) mesajına verdiğim “Ah bir de valiler resmen
AKP il başkanı olsalardı, tam olacaktı...” cevabıyla başladı.
Dostum yazdı:
“Valilerin il
başkanı olmaları çok önceden kapanmıştı. Hatırlayamadınız mı?”
Ben yazdım:
“Bence yeniden
açılsa çok iyi olur. Hiç değilse kimse kimseyi kandırmadan işine bakar!!!!!”
* * *
Devam ettik:
“Denenmişi tekrar
denemek nedamet getirir. Eskaza bir iktidar değişikliği olursa, ilgililer esli
alışkanlıklarını tekrar etmeyi denerler. Beklemeniz lazım. Siz o günleri
yaşamadınız. Uygun bir zamanda ben size anlatırım.”
“Beklemek mi? Ne
zamandır yapılanları görmemek için kör olmak gerekli. Eskiler hiç değilse bunu
delikanlı gibi yapıyordu. Ve ayrıca kamuda türban takmada uygulanacak çifte
standardı şiddetle protesto ediyorum. Kadın subaylar, polisler, savcılar ve
hakimler de türban takabilmeli. Ayrıca fes ve sarığa da özgürlük istiyorum.
Hani ya, ileri demokrasi? Şaka yapmıyorum ha... Çok ciddiyim.”
“Sayın HEPŞENKAL,
kanaat özgürlüğüne dayalı olarak noksan gördüklerini de güzelce sıralamışsınız.
Kaleminiz de etkili ve kuvvetli. Bir köşe yazınızda Ankara'ya duyurursanız, bu
noksanlığı da sonraki pakete alırlar.”
“Bizim yazdıklarımız
umurlarında değil. AKP'li olan sizsiniz. Görev size düşüyor. Gerçi
yazdıklarımın ilerleyen paketlerde olacağından zaten kuşkum yok. Bu işin
varacağı yer belli. Bir an önce oraya varalım ki, bütün takkeler düşsün. Bakın
bana. Kelim ortada. Gizlim saklım yok.”
* * *
Nihayet o yazdı:
“Sayın HEPŞENKAL,
haftada bir de ben yazıyorum ama siyaset benim dışımda olduğu için bu konulara
burnumu sokmam. Muhalefet liderlerimiz millete sizin de dile getirdiğiniz
kötüye gidişi anlatsın. Vatandaş ta önümüzdeki yıldan itibaren önümüze gelecek
sandıklarda notunu versin. Dinledim, pakette baraj ile ilgili öneri de var.
Seçsinler beğendiklerini. Takke düşsün kel görünsün. Şunu da söylemeliyim:
Başbakanın açıkladığı bu paketi herkesin beğeneceği beklentisi içinde
olmadığını kendisi de söyledi. Beğenmemeniz ve kendi önerilerinizi söylemeniz
de en doğal demokratik hakkınız.”
Ve ben yazdım:
“Yapmayın Hocam.
İlle köşe yazmak şart mı? Örnekse burada, istediğiniz zaman pekala dalıyorsunuz
konuya. Lütfen memleket meselelerinin çözümüne derman olmaktan kaçmayın,
kaçınmayın. Olmadı mektup yazın başbakana. Mesele iktidardaki muktedirlerin
sadece kendi seslerine kulak vermesi ‘hamamda şarkı söyler’ gibi! Şu geçen 11
küsur yılda bir tanecik örnek verin ki, tersi yaşanmış olsun. Dünyadan tek
örnek verin ki, gerçekten demokrasi ile yönetilen bir ülke, sadece 4-5 yılda
bir ortaya konan sandığın sığlığına sığınsın!”
Muhabbet sonra daha
da uzadı.
Devamını merak eden
varsa, buyursun Facebook’a…
Feryada cevap…
Mısır’da tutuklu TRT
muhabiri Metin Turan bir Twitter mesajı ile seslendi geçen gün:
“Size Türkiye'den
gelen akrabam kanalıyla ulaşıyorum. 44 gündür hapishanedeyim. Halen esir gibi
tutuluyorum. 40 metrekarelik koğuşta 36 kişi beton üzerinde yatıyoruz. 2
tuvalet var banyo yok. Sayın Dışişleri Bakanım A. Davutoğlu, tutukluluk süresi
uzatılması halinde burada açlık grevi başlayacak. Hapishane karışabilir. Burası
kan gölüne gelmeden beni kurtarın. Türkiye'nin müttefik dostları yok mu?”
Bu yardım çağrısına
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç cevap verdi:
“Metin Turan böyle
tweet'ler gönderme. Türkiye senin arkanda, hükümet senin arkanda. Sen
böyle tweet'ler atmaya devam edersen hakkında olabilecek başka suçlamalara da
maruz kalabilirsin. Aman güzel kardeşim aklını kullan, sabırla inşallah oradan
çıkmayı bekle. Böyle bir tavsiyeyi de kolay kolay kimse yapmaz.”
Şimdi siz söyleyin…
Bu tavsiye
karşısında ne yapsın Metin Turan?
Tek karelik marifet!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder