11 Ekim 2013 Cuma

Hele bir ses verin / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 11 Ekim 2013


Hele bir ses verin

Çabuk unutuyoruz her şeyi. Zaten boşuna dememişler “Hafıza-i beşer nisyanla maluldür” diye.
Hele ki, Türkiye’de.
Normal bir yerde. Başka ülkelerde bir yılda yaşanan olaylar, gün geliyor 24 saate sığıyor bizde.
Eh.
Hafızanın da sınırı var.
Hızla dolunca kapasite, eski kayıtlar da aynı hızla siliniyor bellekten.
Desem ki, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumunda kabul edilen değişiklikler nelerdi; kim hatırlar?
Örnekse, paketteki ikinci madde…

* * *

MADDE 2- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20’nci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla islenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”

* * *

Başta “yetmez ama evet” diyenler, size soruyorum:
Hatırladınız mı kabul oyu verdiğiniz bu maddeyi?
Peki.
Buna “perhiz” dersek eğer, “demokratikleşme paketinde” Başbakan’ın ifadesiyle yer alan şu maddeye ne demeli?
“Getireceğimiz bir başka yenilik, kişisel verilerin korunması hakkında. 12 Eylül 2010'daki anayasa değişikliğiyle güvence getirmiştik. Şimdi uygulama için taslağı hazır olan kanunu meclisimize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler tarafından kullanılamayacak.”
Hadi söyleyin, 2010’daki Anayasa değişikliği “perhiz” ise üç yıl sonra verilen bu müjde “lahana turşusundan” başka ne anlama gelir?

* * *

Allah aşkına, bir AKP’li veya iktidar sevdalısı çıkıp, izah etsin.
Anayasa değişikliğini uygulamaya koyacak yasayı hazırlamak için, neden ve nasıl olur da üç yıl beklenir?
Ve bilmez misiniz ki, şu geçen üç yılda insanların kişisel verileri itin, uğursuzun eline geçti.
Bilmez misiniz ki, bilumum soyguncular bu verileri kullanarak, ahaliyi soyup soğana çevirdi.
Bilmez misiniz ki, nice garibin üç kuruşu 1001 yalan ve dolanla gasp edildi.
Bilmez misiniz ki, bir başına kalmışların bankadaki kefen paraları sahtekârların cebine girdi.
Bilmesine bilirsiniz de, sesiniz çıkmaz.


Hayırlı bir başlangıç!

Ankara-İstanbul arasında çalışacak Yüksek Hızlı Tren setlerinin rengini vatandaşlar belirlemesi amacıyla TCDD tarafından anket düzenlenmişti.
Dört seçenek vardı.
Biri kırmızı-beyazdı.
Birinde kırmızı ağır basıyordu ama mavi ile beyaz şeritler de kullanılmıştı.
Biri mavi-kırmızı-beyaz renklerin eşit biçimde yer aldığı bir tarzdaydı.
Birinde ise turkuaz renk hakimdi trenin her yanına.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım anket sonuçlarını görünce şaşırmış.
“Ben kırmızı-beyazı bekliyordum ama vatandaş turkuazı seçti” demiş.
Haydi hayırlısı.
Bu daha başlangıç.
Vatandaş sizi şaşırtmaya yeni başladı.
Devamı da gelir inşallah!



Tek karelik tren!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder