Hele bir ses verin
Çabuk unutuyoruz her
şeyi. Zaten boşuna dememişler “Hafıza-i beşer nisyanla maluldür” diye.
Hele ki, Türkiye’de.
Normal bir yerde.
Başka ülkelerde bir yılda yaşanan olaylar, gün geliyor 24 saate sığıyor bizde.
Eh.
Hafızanın da sınırı
var.
Hızla dolunca
kapasite, eski kayıtlar da aynı hızla siliniyor bellekten.
Desem ki, 12 Eylül
2010 tarihinde yapılan Anayasa referandumunda kabul edilen değişiklikler
nelerdi; kim hatırlar?
Örnekse, paketteki
ikinci madde…
* * *
MADDE
2- Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 20’nci maddesine aşağıdaki fıkra
eklenmiştir.
“Herkes, kendisiyle
ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin
kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme,
bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda
kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda
öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla islenebilir. Kişisel verilerin
korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
* * *
Başta “yetmez ama
evet” diyenler, size soruyorum:
Hatırladınız mı
kabul oyu verdiğiniz bu maddeyi?
Peki.
Buna “perhiz” dersek
eğer, “demokratikleşme paketinde” Başbakan’ın ifadesiyle yer alan şu maddeye ne
demeli?
“Getireceğimiz bir
başka yenilik, kişisel verilerin korunması hakkında. 12 Eylül 2010'daki anayasa
değişikliğiyle güvence getirmiştik. Şimdi uygulama için taslağı hazır olan
kanunu meclisimize gönderiyoruz. Kişilerin özel bilgileri ilgisiz kişiler
tarafından kullanılamayacak.”
Hadi söyleyin,
2010’daki Anayasa değişikliği “perhiz” ise üç yıl sonra verilen bu müjde
“lahana turşusundan” başka ne anlama gelir?
* * *
Allah aşkına, bir
AKP’li veya iktidar sevdalısı çıkıp, izah etsin.
Anayasa
değişikliğini uygulamaya koyacak yasayı hazırlamak için, neden ve nasıl olur da
üç yıl beklenir?
Ve bilmez misiniz
ki, şu geçen üç yılda insanların kişisel verileri itin, uğursuzun eline geçti.
Bilmez misiniz ki,
bilumum soyguncular bu verileri kullanarak, ahaliyi soyup soğana çevirdi.
Bilmez misiniz ki, nice
garibin üç kuruşu 1001 yalan ve dolanla gasp edildi.
Bilmez misiniz ki,
bir başına kalmışların bankadaki kefen paraları sahtekârların cebine girdi.
Bilmesine bilirsiniz
de, sesiniz çıkmaz.
Hayırlı bir başlangıç!
Ankara-İstanbul arasında
çalışacak Yüksek Hızlı Tren setlerinin rengini vatandaşlar belirlemesi amacıyla
TCDD tarafından anket düzenlenmişti.
Dört seçenek vardı.
Biri
kırmızı-beyazdı.
Birinde kırmızı ağır
basıyordu ama mavi ile beyaz şeritler de kullanılmıştı.
Biri mavi-kırmızı-beyaz
renklerin eşit biçimde yer aldığı bir tarzdaydı.
Birinde ise turkuaz
renk hakimdi trenin her yanına.
Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım anket sonuçlarını görünce
şaşırmış.
“Ben kırmızı-beyazı
bekliyordum ama vatandaş turkuazı seçti” demiş.
Haydi hayırlısı.
Bu daha başlangıç.
Vatandaş sizi
şaşırtmaya yeni başladı.
Devamı da gelir
inşallah!
Tek karelik tren!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder