20 Mayıs 2013 Pazartesi

Kasırga ya da Aera! / Feyzi Hepşenkal / 20 Mayıs 2013


Kasırga ya da Aera!

Kemal Anadol “Kasırga” ya da “Aera!” adlı son romanını anlatırken şöyle diyor:
“Anadolu, Balkanlar ve Akdeniz’de yüzyıllardır iç içe yaşayan halkların İkinci Dünya Savaşı cehenneminde savrulup giden hayatları ve ayakta kalmaya çalışan insanların romanı.”
”Kasırga’da esas olarak anlatılan, Nazi ordularının Yunanistan’ı işgaliyle başlayan süreçte Yunan Kralı İkinci Georgios’un Kahire’de İngiltere’nin himayesinde sürgün hükümeti kurması ve hem Ege Adaları’nda hem de anakara Yunanistanında Yunanistan Komünist Partisi’nin önderliğinde faşizme karşı direnişi.”
“Kurtuluş Savaşı biteli daha 20 yıl bile olmamışken, geçmişi unutan, eski hesapları bir yana bırakan Türk halkının, Hitler’in açlıktan öldürdüğü Yunanlılara Kurtuluş ve Dumlupınar gemileriyle bin bir güçlükle insani yardım yetiştirmeye çalışmasını okurken, antifaşist direnişin ve İç Savaş’ın kızgın koşullarında yaşanan bir aşkın da tanığı oluyorsunuz.”
Ve devam ediyor Kemal Anadol:
“Kitabımı, bu cehennemde, faşizme ve emperyalizme karşı yiğitçe direnen Elen halkına ve bu uğurda can verenlerin aziz anılarına ithaf ediyorum.”
Şu kadarı bilenmeli ki, o ithafın muhatabı olanlar, tam 300 bin kişi.
1941-42 kışında hepsi de, açlıktan öldüler.

* * *

Kemal Anadol “Karşı Yaka Memleket” ve “Büyük Ayrılık” kitaplarında olduğu gibi, bir “Ege romanı” yazmış yine.
Tamam.
Yunan halkının direnişi ana tema ama “bizim kıyılar” da eksik olmuyor hiç.
Ya Hâfız Yaşar’ın “hicazkâr” makamındaki şarkısı ile Kuşadası yansıyor satırlara:
“Bir yâr sevdim Kuşadalı
Boyu posu edalı
Meğer o da sevdalı olmuş
Üç beye ayrı ayrı
Birincisi paralı, ikincisi sevdalı, üçüncüsü belalı”

* * *

Ya “Thasos’a umut vermişti Foça’da çalışmak. Ama depolar çok yorucuydu. Sabahtan akşama kadar kürekle mavnalardan tuz atılıyor, bazen çuval dolduruyor, bazen çuval taşıyordu” diye, Foça. . .
Ya da “Çeşme Davası” Behçet Necatigil’in şu dizeleri eşliğinde, hatırlanıyor hüzünle:
“Ben uzaklarda olmalıyım, çok uzaklarda
Acılar unutulduktan sonra
Dönmeliyim.”

* * *

Dönersek yine başa.
Kemal Anadol nice kalem erbabından usta bir yazar.
Politikayı artık boş vermeli bence.
Kendini tümüyle yazmaya adamalı.
İki yaka arasında bazen “kasırga” gibi, bazen “imbat” gibi esip; yeni öyküler anlatmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder