YUH
Geçen gece CNN
Türk’te Cüneyt Özdemir diken üzerindeydi. Hürriyet Gazetesi Fotoğraf Editörü
Sebati Karakurt, henüz birkaç dakika önce döndüğü Reyhanlı’daki izlenimlerini
aktarırken “Aman Sebati dur” demekten bitap düştü Cüneyt kardeşim.
Haklıydı.
Yayın yasağı vardı.
Öyle bir şey ki bu
“yasak” denen meret, adamına göre uzar, kısalır!
Biri “A” der.
RTÜK “yasak” der.
Başkası alfabeyi
sayar.
RTÜK ses çıkarmaz!
Cüneyt Özdemir de
başına ne geleceğini bilemediği için, ha bire “Aman Sebati dur” dedi.
Sebati de bir ileri,
iki geri gördüklerini, duyduklarını anlatmaya çalıştı; mayınlı arazide yürüyen
birinin ihtiyatlı adımlarıyla!
* * *
Bir gece sonra A
Haber’de, Star Gazetesi yazarı Hakan Albayrak çıktı ekrana.
Aman Allah.
Tıpkı Suriye sınırı
gibi, Reyhanlı yasağı da kevgire döndü sayesinde!
Meğer hiç kimsenin
göremediğini, duyamadığını; bir tek Hakan Albayrak görüp, duymuş:
“Bombalı saldırıdan
hemen sonra Suriyeliler kafaları ezilerek öldürüldü, doktorlar otopside bunu
saklamaya zorlandı. Bombalı saldırılarda öldüğü söylenen kişilerin birçoğu
maalesef Reyhanlı'daki sokak teröristleri tarafından öldürülmüştür.”
Eğer dediklerinin
onda biri bile doğruysa. . .
Aynen yazdığı gibi:
YUH.
* * *
Ve ekranda
söylediklerinin benzerini dün köşesinde yazdı Hakan Albayrak:
“Allah Teala,
Reyhanlı’da öldürülen kardeşlerimize ganî ganî rahmet eylesin ve onların
intikamını alsın. Katil Esed
rejiminin
yıkıldığını ve bu gibi katliamları gerçekleştiren alçakların o yıkımın altında
kaldığını en kısa zamanda görmeyi
bize nasip eylesin
Rabbimiz. İçimizdeki gafillerin uyandığını görmeyi de...
Suriye’deki Baas
diktatörlüğünün ajanları Reyhanlı’nın merkezini can pazarına çeviriyor, kan
gövdeyi götürüyor, ortalık ölüden-yaralıdan geçilmiyor ve bazı Reyhanlılı
kardeşlerimiz bu dehşet manzarası karşısında ilk iş olarak Suriyeli mültecilere
saldırıyor... .Yuh!”
* * *
Devamındaki satırlar
çok daha önemli:
“Şu resme bakın:
Kanlar içindeki bir yaralıyı hastaneye yetiştirmeye çalışan kimseler az ileride
Suriyeli mültecileri görünce yaralıyı yere atıp o zavallıların üstüne yürüyor,
yerden kaptıkları koca koca taşları onların kafasına kafasına vuruyorlar.”
İyi de sadece “laf”
var ortada.
Hani resim?
Gazeteci kişi,
gittiği yerden “resme bakın” dediği sahnenin resmini çekmeden veya bulmadan
döner mi hiç?
Dönerse, ettiği
lafın kıymeti harbiyesi olur mu?
Olsa olsa. . .
“Gündemi değiştirme
çabası” olarak algılanmaz mı dedikleri?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder