28 Mayıs 2013 Salı

“Vıdı vıdı” korosu! / Feyzi Hepşenkal / 28 Mayıs 2013



“Vıdı vıdı” korosu!

Hemen başladılar.
Vıdı vıdı. . . Vıdı vıdı. . .
“Aziz Kocaoğlu kendi başını yedi.”
Vıdı vıdı. . . Vıdı vıdı. . .
“Kocaoğlu bir daha başkanlığı rüyasında görür.”
Vıdı vıdı. . . Vıdı vıdı. . .
“Sizi gidi hainler sizi.”
Neden bu vıdı vıdı?
Aziz Kocaoğlu ile beraber Diyarbakır’a gittik ya, ondan!

* * *

Ahmet Hakan pek güzel yazmış:
“- İzmir Belediye Başkanı ile Diyarbakır Belediye Başkanı’nın ortak basın toplantısını izleyince…
- İzmir Belediye Başkanı’nın Diyarbakır’daki vurgularına bakınca…
- Diyarbakır Belediye Başkanı’nın İzmir’e gönderdiği selama dikkat kesilince…
’Faşist İzmir diyenler utansın’ dedim, başka da bir şey demedim.”
Bu işler hep böyledir zaten.
Eskisen faşisttik, şimdi hain olduk!

* * *

İzmir’i yeterince tanımayanlar, kaçınılmaz biçimde aynı kuyuya düşerler.
İzmirlinin ancak kendi istediği ve inandığı biçimde ve de yine ancak istediği zaman ne yapacağına karar verdiğini bilmezler.
Hiç durmayın.
Dedikoduya devam.
Koro iş başına:
Vıdı vıdı. . . Vıdı vıdı. . .
Sanır mısınız ki, İzmir’e “faşist” diyenlerden farkınız kaldı?
Sanır mısınız ki, Aziz Kocaoğlu bu yüzden tökezleyecek?
Sanır mısınız ki, “vıdı vıdı” yaparak, bizi sindirecek veya korkutacaksınız?
Hadi oradan.
Hadi başka kapıya!

* * *

Kendi payıma “Davet edildiğim için gittim” falan diyerek, “fikri firar” edecek değilim.
Zira desem, yalan olur zaten.
Ben Diyarbakır’a “istediğim için” gittim.
Henüz ortada “akil makil” yokken, tam da 12 Mart günü dedim, diyeceğimi.
Geçen günkü yazımın başlığı “İzmir Diyarbakır köprüsü” idi ya, 12 Mart’taki yazım da “İzmir’den Diyarbakır’a...” başlığını taşıyordu.
Unutanlar ve bugün olanlara “şaşılası bir şaşkınlıkla” bakanlar için, o yazıyı tekrar yayınlıyorum:

* * *

Balkan Anadolu Derneği’nin İzmir’den yola çıkıp, ‘Mostar'dan Malabadi Köprüsü'ne Gönül Bağı’ adıyla Diyarbakır'a düzenlediği gezi; umarım Türkiye’nin batısı ile doğusu arasında yeni ve güçlü bir bağ kurulmasına katkıda bulunur.
Tamam.
Yaşanan onca olayı tek kalemde silip, atmak mümkün değil.
Çok kişi kızgın hâlâ.
Ben de kızgınım.
Ama sakin olmamamız gerektiğini de biliyorum bu arada.
Yaşanan sürece isteyen destek verir.
Vermeyenlerin de, en azından sabırla beklemesinde fayda var.
Eğer gerçekten sağlıklı ve kalıcı bir çözüm olacaksa, kan duracak ve gözyaşı dinecekse sonuçta. . .
Bir fırsat vermeli harcanan çabaya.
Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir ne demiş İzmir’den gelenlere:
‘Sayın İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Hamlet oyununu İzmir'e getirdiğimizde salon tahsisinde bulunup, oyunu bizimle izlediler. Bu yüzden sıra bize geldi. Başkan Kocaoğlu'nu ve ekibini Diyarbakır'da ağırlama sırası bizdedir.’
İyi işte.
Ne zamansa Diyarbakır’a yolculuk, benim adımı da yazın heyete.”

* * *

12 Mart’ta ne yazmışsam, Diyarbakır’a gittiğimde “yanılmadığımı” gördüm.
Onun için şimdi daha da büyük bir umutla “barışa şans verilmesi” gerektiğine inanıyorum.
Kafalarda soru işareti, yürekler de endişe var mı; var elbet.

Yine de bütün bunlar, gelişmeleri “ihtiyatlı bir iyimserlikle” de olsa izlemeye engel değil ve olmamalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder