Adı Aylin
Amerikan Kız Kolejini
bitirdikten sonra, eğitimini tamamlamak üzere Paris'e gitti. Libyalı bir
prensle evlendi, prenses oldu.
Tıp okudu, ünlü bir
psikiyatrist oldu.
Tekrar tekrar evlendi
ama evliliklerinden hep sıkıldı.
Amerikan ordusuna girdi,
albay rütbesine kadar yükseldi.
Ve sonra bir gün…
19 Ocak 1995
Perşembe günü, evinin bahçesinde, o sabah evini temizlemeye gelen hizmetçisi
tarafından, kendi arabasının altında ölü bulundu. Üstünde ve etrafta nasıl
öldüğüne dair hiçbir iz yoktu.
Bir hırsızın
saldırısına uğramış değildi. Bir katille boğuşmamıştı. Elbisesi yırtılmamış,
tırnakları kırılmamıştı. Çorapları bile kaçmamıştı.
Otopsi raporuna
göre, iki gün önce, Salı gecesi ölmüştü.
Adı Aylin’di.
Aylin Radomisli
Cates.
* * *
Ayşe Kulin’in “Adı Aylin”
adlı romanını 1999 yılında okumayan kalmamıştı. Hikaye müthişti. Çünkü
gerçekti.
Şimdi yeni bir
Aylin’imiz var.
Sonu benzemesin ve
Allah uzun versin, Aylin Kotil’in hayatı da çok renkli.
Annesi Alman asıllı.
Babası, İstanbul’un eski belediye başkanlarından Aytekin Kotil’in kardeşi.
İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi'nden mezun olduktan sonra eğitimine ABD’de devam
etti.
1993 yılında, henüz
22 yaşında iken Türkiye’nin “en ilginç siyasi figürlerinden” Mustafa Sarıgül’le
evlendi. 2008 yılında ayrıldı.
* * *
Aylin Kotil’i asıl
gündeme taşıyan ise 8 Temmuz’da başlayıp, 19 gün süren yürüyüş oldu.
Günde 24 km . yol alarak, 19 günde
İstanbul’dan Ankara’ya ulaşırken; yola çıkış amacı olan “seçim barajının
kalkması” talebinin yanı sıra güncel olaylara yönelik çeşitli mesajlar verdi.
Özellikle Twitter’da
bir fenomen haline geldi.
Herkes onu “bir
yerde” görmek istiyor şimdi.
Örnekse…
İstanbul’un önemli
ilçelerinden birinde, belediye başkanı olması gibi!
* * *
Ha. Seçim barajı mı?
O yerinde duruyor ve
duracak.
Başbakan “baraja
dokunmamakta” kararlı.
Hayret aslında.
Madem oyunuz yüzde
elli…
Barajı kaldırmaktan
neden korkarsınız ki?
Dedim ki…
Amerikan filmlerine
yasak konsun.
Sean Penn "persona non grata" ilan edilsin.
Oscar töreni TV'den yayınlanmasın.
Kırmızı halı pembe olsun!
Sean Penn "persona non grata" ilan edilsin.
Oscar töreni TV'den yayınlanmasın.
Kırmızı halı pembe olsun!
* * *
George Clooney
aramış Abdullah Gül'ü...
“Rezil ettiniz beni”
demiş!
* * *
Baskı ve şiddet
uygulayan zalimler yüzünden insanlar ölüyorsa eğer, orası yeryüzü cehennemidir.
Ve o zalimler, elbet
bir gün yaptıklarının hesabını verecek, cezasını çekecektir.
* * *
30 kanaldan “tek ses”
çıkıyorsa, orada demokrasi yoktur yoktur yoktur yoktur yoktur yoktur yoktur
yoktur yoktur yoktur yoktur yoktur yoktur
* * *
Hiçbir diktatörün
kapısında “diktatör” yazmıyordu.
Ama dünya onlara
“diktatör” diyordu!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder