Ahmet Ersin’in “gizli tanık”
feryadı
Ahmet Ersin’in
anlattıkları şaka gibi.
Keşke “şaka” olsa.
Ama değil.
Bugün onun
söylediklerini okuyun önce.
Yarın üzerinde
konuşuruz.
* * *
2010 Şubat ayı
başlarında Erzincan C.Başsavcısı( şimdi milletvekili) İlhan Cihaner, makamında
gözaltında alınarak, tutuklanmıştı. 3. Ordu Komutanı Saldıray Berk Paşa’nın da
gözaltına alınması için girişimler yapılmaktaydı. Ayrıca Erzincan Jandarma Alay
Komutanları, Jandarma İstihbarat Subayları ve MİT Bölge Başkanı ve yardımcıları
da tutuklanmışlardı.
Parti Genel Merkezi,
bütün Türkiye'de tartışılan bu gelişmeleri yerinde incelemek, hukuk ve insan
haklarına aykırılık olup olmadığını tespit etmek ve rapor yazmak için Hukukçu
ve İnsan Hakları Komisyonu üyesi olarak beni, Sivas Milletvekili Malik Ejder
Özdemir'i ve Erzincan Milletvekili Erol Tınaztepe'yi görevlendirdi.
Gece geç saatlerde
Erzincan'a geçtik ve İl Başkanlığımızın belirlediği Otelde, Ankara'dan birlikte
geldiğimiz gazetecilerle konakladık.
* * *
Ertesi sabah(19
Şubat 2010), otelin restoranında kahvaltı yaptığımız sırada, bazı partililer
gelip talepte bulunuyorlardı. Takdir edersiniz ki, benimle görüşmeye gelen
kişilerin kimliğini araştırmam söz konusu olamaz. Neticede ben o tarihte milletvekiliyim
ve benimle görüşmek isteyen, yardım talep eden herkesle görüşürüm.
İşte benimle
görüşmeye gelen ve görüşen bu 7-8 kişiden birisinin ‘Cihaner, Saldıray Berk ve
diğerlerinin yargılandığı davanın’ gizli tanıklarından “Munzur” olduğu iddia
edilerek, bu gizli tanığa Cihaner ve diğerleri ile ilgili ifadelerini (ne ifade
verdiğini de bilmiyorum) değiştirmesi için baskı yapmışım.
Dolayısıyla
Ergenekon Terör Örgütüne yardım etmek ve yargıyı etkilemeye çalışmak
suçlamaları ile o tarihte dokunulmazlığımın kaldırılması istenmişti. (İşin
garibi ben o tarihte ne İlhan Cihaner'i ve ne de tutuklu diğer kişileri
tanımıyordum.
Şimdi ben, Erzurum
Özel Yetkili 4. Ağır Ceza Mahkemesinde Ergenekon Terör Örgütüne yardım etmek ve
bağımsız yargıyı etkilemeye çalışmak iddialarıyla, 27 yıla kadar hapis ve ömür
boyu kamu görevlerinden mahrum edilmek istemiyle 9 aydan beri yargılanıyorum.
* * *
Geçtiğimiz 10
Haziran günü, Cihaner ve diğerlerinin yargılandığı davanın üç gizli tanığı
mahkemeye geldiler ve bunlardan ‘Munzur’, Cihaner ve diğerleri ile ilgili
ifadelerini değiştirmesi için baskı yaptığımı söylerken, diğerleri bu iddiayı
Munzur'dan duyduklarını söylediler. Bunlar tamamen yalan ve iftiradır.
* * *
Feyzi Bey, Gizli
Tanıklık yargımızın kanayan yarasıdır. Yargıya olan güveni erozyona uğratmakta
ve kirletmektedir. Hukukumuzda bugün ‘gizli tanık terörü’ vardır.
Gizli tanıklık,
toplumdan dışlanmış ve bir baltaya sap olamamış kişiler için bir geçim kaynağı
haline gelmiştir. Bunlara örtülü ödenekten maaş verilmekte, isterlerse
yurtdışında ikamet ettirilmekte, iş temin edilmekte, estetik ameliyat
yaptırılabilmekte ve tüm ailesi sağlık güvencesine kavuşturulmaktadır. Şimdi
silah da verilmesi için çalışma yapılmaktadır.
Benim açımdan, bir
itibarsızlaştırma ve gözdağı verme operasyonu olarak başlayan süreç, bugün Ağır
Ceza’da yargılanmam sonucunu getirmiştir. Bu aşamada elbette yargıya
güveniyorum. Ancak ciddi biçimde sulandırılmış, son derecede saygın çok sayıda
kişinin canını yakmış ve terör halini almış olan gizli tanıklıkla ilgili
sistemin gözden geçirilmesi gerekir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder