9 Temmuz 2013 Salı

Adaylara benden bir kıyak / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 8 Temmuz 2013



Adaylara benden bir kıyak

Ali Rıza Babaoğlan ile Avukat Meltem Banko, Gezi Parkı olayları sürecinde atılan twitleri gayet detaylı biçimde incelemiş ve sonuçta bir kitap haline getirmişler.
Meraklısı için aktarayım.
İsteyenler, bu e-kitabı, http://geziparkikitabi.com adresinden indirebilirler.
Fakat asıl değinmek istediğim konu, daha başka.
Malum.
Yeni bir süreç daha bizi bekler.
Onun da adı:
Seçim süreci.
Kitapta yer alan bir bölüm ise bu süreçte aday olmayı düşünen ve düşleyen binlerce kişiye “altın pusula” sunuyor bir nevi.
Bu da benden, onlara bir kıyak olsun:

* * *

“Her dijital vatandaş aynı zamanda bir seçmen. Seçimlerde oy veriyor.
Fakat bu grubunun seçim yapmak için değerlendirmeleri ve dünyayı algılayışları farklı.
Dijital vatandaşlar; ulusa seslenişler, grup toplantıları ve köşe yazılarından çok, 140 karakterlik mesajlara, 1-2 dakikalık videolara, esprili fotoğraflara itibar ediyorlar.
Bu grubun ihtiyaçlarını ve isteklerini esneklik, her an ulaşılabilirlik, şeffaflık ve verimlilik adı altında gruplayabilmek mümkün.
Siyasilerin oy almak için bu ihtiyaçlara özen göstermesi gerekiyor.
Artık seçim dönemlerinde sokaklara bayrak asarak oy toplama devri değil.
Dijital vatandaşlar için iyi politikacı demek, iyi twitter mesajı da atabilen kişi demek.
Bunu fark edebilmek ve altında yatan mesajı anlayabilmek gerekiyor.”

* * *

Övünmek gibi olmasın “iyi bir dijital vatandaş” olma yolunda epey mesafe aldığımı söyleyebilirim.
Yani o mesajı çok önceden aldım ve gereğini yaptım.
Günümüz siyasetçilerine bakınca gördüğüm ise…
Tam bir felaket!

* * *

Büyük çoğunluğu “hiç yok” sosyal medyada.
Olanların büyük çoğunluğu da “bayram seyran mesajlarından” veya “şuraya gittim, buradan geldim” türü anında silinen muhabbetlerden öteye geçebilmiş değil.
Bu işi “en iyi” demek yanlış olur ama “en çok ses getiren” şekilde yapabilen “tek politikacı” var bu alemde.
O da…
İster sevin, ister kızın; Melih Gökçek.
Bazen derin çukurlara yuvarlansa da, belli ki, onun için reklâmın iyisi kötüsü yok!


Dedim ki…

Ankara'nın fışkiyesini kıskandım.
Aziz Kocaoğlu'dan "kocaman bir fışkiye" yapmasını isteyeceğim.
Hem de İzmir Körfezi'nin tam ortasına.
Şöyle ışıklı, mışıklı..

* * *

Mısır'daki darbeye elbette karşı çıkacaksın. Ama diğer yandan öteki diktatörlerle de kucaklaşmayacaksın.

* * *

Yalan söyleyen politikacının burnunu uzatacak bir keşif yapılsa, 140 ekran televizyona suratları zor sığar.

* * *

Yeni Şafak'ta Abdülkadir Selvi "Binlerce yıldır piramitlere dayanan Mısır, demokrasiye 1 yıl dayanamadı" diye yazmış.
Çok güzel benzetmiş!

* * *

Bakmayın bağırdıklarına, "AK Medya" Mısır'daki darbeden memnun.
Söyleyecek sözleri kalmamışken, bu sayede bülbül kesildiler yine.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder