25 Temmuz 2013 Perşembe

Gammaz komşular aranıyor! / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 25 Temmuz 2013


Gammaz komşular aranıyor!

Bekliyorum. Başbakanın ısrarlı çağrılarına uyarak “beni gammazlayacak biri çıkar mı” diye.
Karanlık bir pencerenin ardına gizlenmiş, adeta pusuya yatarak düşmanını beklercesine fırsat kollayan bir ucube; “Bu adam var ya bu adam, tencereye aldı eline vurdu dibine” der mi acaba?
Gerçi bizim oralarda böylesine “tıynetsiz” insanlar yaşamaz ama…
Olsun.
Her ihtimale karşılık bekliyorum.
Aslında ve yalnızca bizim oralar değil, ülkemin hiçbir köşesinde hiç kimse tencere, tava çaldığı için komşusunu ihbar etmez.
Bunu “zül” sayar.
Yani, o kadar alçalmaz.

* * *

Ve insanlar, yüz yüze bakar.
Bugün komşusunu “tencerenin dibine vurduğu” için ispiyonlamayı aklından geçiren kişi bilir ki…
Bugünün, yarını da var.
Hepsi bir yana, derler ya:
“Komşu, komşunun külüne muhtaçtır.”
Muhtaç olmak, lafın gelişi elbet.
Esas olan bir mahalledeki, bir sokaktaki, bir apartmandaki yardımlaşmadır, dayanışmadır…
Hep var olduğu ve olacağı gibi!

* * *

Yine de sahada çalışan gazeteci arkadaşlarımız, özellikle de polis-adliye muhabirleri şu aralar tetikte olmalı.
Türkiye’den kaç adet “gammaz, ispiyoncu, muhbir, jurnalci” vatandaş çıktı, çıkacak; bu hesap bir şekilde tutulmalı.
Başbakanın kışkırtma çabalarına 77 milyon kişi arasından itibar edeceklerin sayısı eminim çok sınırlı kalacaktır.
Fakat ille de daha etkili sonuç almak istiyorsa, başka şeyler yapmak zorunda Başbakan.
İstanbul’dayken Üsküdar Kısıklı’daki; Ankara’dayken Keçiören’deki evinin çevresinde tencere tava çalanlar mutlaka olmuştur.
Hadi öyleyse…
Kendisi ihbar etsin komşularını önce.
Örnek olsun, peşinden gitmek isteyenlere!

* * *

“Emir kulu” olmak da bir yere kadar.
Artık lafla peynir gemisi yürümüyor, üstelik bir grup insanı “promosyona” fena halde alıştırmışken!
Tamam işte.
Düzenlesin bir kampanya:
“Tencere tava çalan komşusunu gammazlayana, tencere tava takımı hediye!”
Belki o zaman…
Harekete geçenler olur!


Dedim ki…

İzmir'de tutuklananların sayısı 49.
İstanbul'dan fazla.
Pardon…
Gezi Parkı İzmir'de miydi yoksa?
Ve bu arada İzmir Valisi'ne tüm saygımla, tekrar soruyorum:
Eli sopalılara ne oldu? Onlar da mı Fas'a kaçtı?

* * *

12 Eylül'de, 28 Şubat'ta faturayı askere kestik, rahat ettik.
Bugün gördük ki, takunya postalı dövermiş.

* * *

“Yalanın kölesi değil. Gerçeğin efendisi ol. Biz geziden önce de vardık” diyen Şafak Sezer’e cevabımdır:
“Gerçek dik durur. Eğilmez. Bükülmez. Gerçek, neyse odur. Değişmez.”

* * *

Diyanet İşleri Başkanı "Elimizde görüntüler var" diyor, Başbakan gibi.
Varsa, yayınla.
Ama tehdit eder gibi konuşma.
Yine Başbakan gibi.

* * *

Sömüren olacağına…
Kemiren ol!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder