Aday adaylığı ne zor iş
Her partiden ama
özellikle de CHP ve AKP’den yığınla aday adayı, bir garip sürecin kurbanı
oldular.
Gece gündüz
çabalayıp, seslerini duyurmaya çalışıyor, oradan oraya savruluyorlar.
Dernek binalarını
kapı komşusu yaptılar.
Aşure yemekten bir
hal oldular.
Hayatlarında
dolaşmadıkları kadar çarşı pazar gezmesine çıktılar.
Yerel radyolarda,
televizyonlarda iki çift söz söyleyebilmek; bir yerlerde iki satır haberlerinin
çıkmasını sağlayabilmek için, elde avuçta ne varsa harcıyorlar.
Hele sosyal medya…
Yıkılıyor!
Niçin?
Elbette aday
adaylığından, adaylığa terfi edebilmek için!
İyi de, sokaktaki
insan onların muhatabı değil.
Hatta partilerine oy
veren ve dahası partilerinin üyeleri ve yöneticileri bile değil.
Ya kim?
Genel Merkez.
* * *
Denilebilir ki:
“Partiler anket
yaparak adaylarını belirleyecekleri için, aday adaylarının çabası boşa gitmez.”
Tamam da, bir ilçede
anket dediğin kaç kişiyle yapılır?
100. 200. 300.
Diğer yanda hesap
basit.
Örnekse İzmir’in 30
ilçesi var, 3 milyon da seçmeni.
Ortalaması 100.000
seçmen yani!
Aday adayları da
mecbur, dua edecekler artık.
Anketörler sahaya
çıktıklarında “ellerini sıktıkları, konuşmalarını dinleyen ve tabii kendilerini
seven ve de destekleyen seçmenlere denk gelsin” diye!
* * *
Bu arada benim de
başım dertte.
Aday adaylarının
çoğu ile “merhabam” var.
Aralarında
dostlarım, arkadaşlarım var.
Kimi kırgın.
Kimi kızgın şimdi
bana.
“Neden benim için
bir şeyler yazmıyorsun?” demekteler, kendi açılarından haklı olarak.
İçimdeki adalet
duygusuna “nalet” olsun!
* * *
Farz-ı misal sadece
Çiğli’de ve yalnızca CHP’den 18 tane belediye başkan adayı, bunun 10 misli,
yani 180 tane de belediye meclis üyesi aday adayı var.
Karabağlar’da
AKP’den aday adayı olanların sayısı hakkında henüz kesin bir sonuca ulaşamadım.
Gerisini siz düşünün
gari!
Ne olur, anlayın
beni.
Biriniz için tek
kelime yazsam, ötekiler ne der, ne yapar?
Reklâm yaparken dikkatli
olun
Yan taraftaki son
cümle, ziyadesiyle rahatsız ediyor beni.
Dolayısıyla bir şey
yazarsam, hepsine, bütün aday adaylarına yarasın isterim.
Öyleyse…
İşte size, hayati
bir tavsiye:
Zaman tuhaf.
Çok şey gibi, medya
da göbekten ikiye ayrılmış vaziyette büyük oranda.
Bir grup “sapına
kadar muhalif” kanatta, bir grup “dibine kadar yandaş” olmuş durumda.
Anlayacağınız
“reklâmın iyisi kötüsü olmaz” lafı, aday adayları için geçerli olamaz şu
koşullarda.
Partilerin genel
merkezleri eminim, kimin, nerede, nasıl vaziyet aldığına da dikkat ediyor.
Karşı cenahtaki
medya tarafından şişirilen kendi aday adaylarına büyük ihtimal, ihtiyatla
bakıyor.
Eğer AKP’liler
“muhalif”, CHP’liler “yandaş” medyada arz-ı endam etmenin ölçüsünü kaçırırlarsa
–ki bunun örneklerine sıkça rastlıyorum- kaş yaparken göz çıkarırlar maazallah!
Tek karelik George
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder