İzmir’e büyük haksızlık
Yeni moda muhabbet “fetret
devri” Başbakan’ın ağzından en son İzmir’de gündeme geldi:
“İzmir marka olmayı
hak eden bir vizyon şehridir. İzmir fetret dönemini artık geride bırakıyor.”
İzmir’in marka
olmayı hak ettiğine kuşkumuz yok da, şu geçen yılları “fetret devri” diye
yaftalamak hak mı, adalet mi?
Neyse, işin o
faslına döneriz yine.
Başkakan 13
Aralık’tan önce, partisinin Kızılcahamam kampında konuşurken günlerden Kasım’ın
3’üydü:
“Unutmayın
bizim fetretimiz, milletin fetretidir. Biz, bir fetret dönemine, fetret
iklimine asla müsaade etmeyeceğiz.”
* * *
Sadece 6 gün sonra,
bu kez Devlet Bahçeli, partisinin Tandoğan’daki mitinginde dedi ki:
“Türksüz
millet, Türksüz vatan için kuyruğa giren alçaklar son derece faaldir. Türkiye 2.
fetret devrini yaşamaktadır. Sözde demokratikleşme, siyasi statü talepleri, ana
dilde eğitimle parçalanmak istenmektedir.”
15 Kasım 2013 günü
bu kez TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen
Uluslararası İmam-ı Rabbani Sempozyumu’nda konuştu:
“Gerçekten bugün
İslam dünyası bir fetret dönemi yaşıyor. Kaos, çılgınlık, cinayet var. Seri
cinayetler işlemekten neredeyse zevk alan, cennete bu yoldan gideceğine inanan
bir görüntü var.”
* * *
Kafanız karıştı
değil mi?
Haklısınız, herkesin
“fetret devri” kendine göre…
Yine örnekse, Fethullah
Gülen 22 Şubat 1980’de, İzmir Bornova Merkez Camii’ndeki vaazında “fetret
devrini” şöyle anlatmış:
“Fetret devri,
peygamberler arasındaki boşluk demektir. Daha çok da, peygamberimizle Hz. İsa
arasındaki boşluk kastedilir. Evet, Hz. Mesih'in getirdiği esaslar unutulup,
onunla gelen ışık hüzmelerinin Efendimiz'e kadar ulaşamadığı o dönemdir ki,
insanlık o dönemde karanlıklar içindedir veya o dönemdir ki, Hz. Mesih ile
Efendimiz'in aydınlıkları birbirine bitişememiş ve arada karanlık bir boşluk
kalmıştır ve işte bu boşluk devresi fetret devri, bu karanlık devrede yaşayan
insanlar da fetret devri insanlarıdır.”
* * *
Fetretin “dini”
olanı böyle ama sanırım siyasilerin gönderme yaptığı “devri” sanırım şöyle
özetlemek mümkün:
“Osmanlı Devleti'nin
Timur’un orduları karşısında, 1402'deki Ankara mağlubiyetinden sonra dağılması
ile başlayan, Yıldırım'ın çocukları arasındaki saltanat mücadelesi ile devam
eden ve 1413 yılında I. Mehmet Çelebi'nin tartışmasız tek sultan olarak kabul
edilmesiyle sona eren verimsiz ve uğursuz ara döneme denmektedir.”
* * *
Hiç kuşkum yok.
“Fetret devri”
göndermesinde en haklı olan kişi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek. Zira dediği gibi:
“İslam dünyasında kaos,
çılgınlık, cinayet var. Seri cinayetler işlemekten neredeyse zevk alan, cennete
bu yoldan gideceğine inanan bir görüntü var.”
Aksini kim
söyleyebilir ki?
Anadolu Ajansı’nın
2013 yılında öne çıkardığı fotoğraflara baktım. Hemen hepsi ya Suriye, ya Irak,
ya Mısır’dan ya da ve maalesef Türkiye’den.
Yine hepsinde, akıl
almaz bir çılgınlığın görüntüye yansıması var.
Kan, vahşet, dehşet…
Ne ararsan var!
Ya aynı ülkenin
insanları birbirini boğazlıyor, ya devlet güçleri kendi vatandaşına hınç ve
nefretle saldırıyor.
Tam bir fetret
devri!
* * *
Ve gelelim İzmir’e.
Başbakan çok ayıp
etti.
İncitti bizi.
Ne demek, fetret
devri?
İzmir’de şu güne kadar
yaşanan ne varsa, birazcık aklı başında olan, zerre kadar vicdan taşıyan hangi
Allah’ın kulu; böyle bir yakıştırmayı reva görür İzmir’e?
Siyasete, evet.
Rekabete, evet.
Eleştiriye, evet.
Fakat bu kadar ileri
nasıl gider insan?
Hele ki…
Bir başbakan!
* * *
Ne diyelim biz
şimdi?
Fetret devrinin 11
yıl sürdüğünü hatırlatıp…
“AKP de 11 yıldır
iktidarda” mı, diyelim?
Tek karelik fetret devri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder