17 Aralık 2013 Salı

İzmir’e büyük haksızlık / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 17 Aralık 2013


İzmir’e büyük haksızlık

Yeni moda muhabbet “fetret devri” Başbakan’ın ağzından en son İzmir’de gündeme geldi:
“İzmir marka olmayı hak eden bir vizyon şehridir. İzmir fetret dönemini artık geride bırakıyor.”
İzmir’in marka olmayı hak ettiğine kuşkumuz yok da, şu geçen yılları “fetret devri” diye yaftalamak hak mı, adalet mi?
Neyse, işin o faslına döneriz yine.
Başkakan 13 Aralık’tan önce, partisinin Kızılcahamam kampında konuşurken günlerden Kasım’ın 3’üydü:
“Unutmayın  bizim fetretimiz, milletin fetretidir. Biz, bir fetret dönemine, fetret iklimine asla müsaade etmeyeceğiz.” 

* * *

Sadece 6 gün sonra, bu kez Devlet Bahçeli, partisinin Tandoğan’daki mitinginde dedi ki:
“Türksüz millet, Türksüz vatan için kuyruğa giren alçaklar son derece faaldir. Türkiye 2. fetret devrini yaşamaktadır. Sözde demokratikleşme, siyasi statü talepleri, ana dilde eğitimle parçalanmak istenmektedir.”
15 Kasım 2013 günü bu kez TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Uluslararası İmam-ı Rabbani Sempozyumu’nda konuştu:
“Gerçekten bugün İslam dünyası bir fetret dönemi yaşıyor. Kaos, çılgınlık, cinayet var. Seri cinayetler işlemekten neredeyse zevk alan, cennete bu yoldan gideceğine inanan bir görüntü var.”

* * *

Kafanız karıştı değil mi?
Haklısınız, herkesin “fetret devri” kendine göre…
Yine örnekse, Fethullah Gülen 22 Şubat 1980’de, İzmir Bornova Merkez Camii’ndeki vaazında “fetret devrini” şöyle anlatmış:
“Fetret devri, peygamberler arasındaki boşluk demektir. Daha çok da, peygamberimizle Hz. İsa arasındaki boşluk kastedilir. Evet, Hz. Mesih'in getirdiği esaslar unutulup, onunla gelen ışık hüzmelerinin Efendimiz'e kadar ulaşamadığı o dönemdir ki, insanlık o dönemde karanlıklar içindedir veya o dönemdir ki, Hz. Mesih ile Efendimiz'in aydınlıkları birbirine bitişememiş ve arada karanlık bir boşluk kalmıştır ve işte bu boşluk devresi fetret devri, bu karanlık devrede yaşayan insanlar da fetret devri insanlarıdır.”

* * *

Fetretin “dini” olanı böyle ama sanırım siyasilerin gönderme yaptığı “devri” sanırım şöyle özetlemek mümkün:
“Osmanlı Devleti'nin Timur’un orduları karşısında, 1402'deki Ankara mağlubiyetinden sonra dağılması ile başlayan, Yıldırım'ın çocukları arasındaki saltanat mücadelesi ile devam eden ve 1413 yılında I. Mehmet Çelebi'nin tartışmasız tek sultan olarak kabul edilmesiyle sona eren verimsiz ve uğursuz ara döneme denmektedir.”

* * *

Hiç kuşkum yok.
“Fetret devri” göndermesinde en haklı olan kişi, TBMM Başkanı Cemil Çiçek. Zira dediği gibi:
“İslam dünyasında kaos, çılgınlık, cinayet var. Seri cinayetler işlemekten neredeyse zevk alan, cennete bu yoldan gideceğine inanan bir görüntü var.”
Aksini kim söyleyebilir ki?
Anadolu Ajansı’nın 2013 yılında öne çıkardığı fotoğraflara baktım. Hemen hepsi ya Suriye, ya Irak, ya Mısır’dan ya da ve maalesef Türkiye’den.
Yine hepsinde, akıl almaz bir çılgınlığın görüntüye yansıması var.
Kan, vahşet, dehşet…
Ne ararsan var!
Ya aynı ülkenin insanları birbirini boğazlıyor, ya devlet güçleri kendi vatandaşına hınç ve nefretle saldırıyor.
Tam bir fetret devri!

* * *

Ve gelelim İzmir’e.
Başbakan çok ayıp etti.
İncitti bizi.
Ne demek, fetret devri?
İzmir’de şu güne kadar yaşanan ne varsa, birazcık aklı başında olan, zerre kadar vicdan taşıyan hangi Allah’ın kulu; böyle bir yakıştırmayı reva görür İzmir’e?
Siyasete, evet.
Rekabete, evet.
Eleştiriye, evet.
Fakat bu kadar ileri nasıl gider insan?
Hele ki…
Bir başbakan!

* * *

Ne diyelim biz şimdi?
Fetret devrinin 11 yıl sürdüğünü hatırlatıp…
“AKP de 11 yıldır iktidarda” mı, diyelim?



Tek karelik fetret devri

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder