Cevap ver ey cemaat-i Müslim
Döndük Gezi
günlerine… Dört bir yandan haber yağıyor. Olanın bitenin, yazılıp çizilenin
haddi hesabı yok.
Ama önce şunu
söylemeliyim…
Demokratik
ülkelerde, “soruşturmanın selameti” için suçlanan bakanlar, görevden alınmayı
beklemeden istifa eder.
Türkiye'de ise “soruşturmanın akameti” için, polis müdürleri görevden alınıyor.
Türkiye'de ise “soruşturmanın akameti” için, polis müdürleri görevden alınıyor.
Yetmiyor.
Görevden
alamadıkları savcıların “elini kolunu bağlasınlar” diye, aralarına iki yeni
savcı gönderiliyor.
O da yetmiyor.
Soruşturmanın
başındaki “meşhur” savcı Zekeriya Öz’ün de ipi çekiliyor.
Nedense, Başbakan’ın
“Yolsuzluğu babam yapsa cezalandırırım” lafı geldi bir anda aklıma.
Bazı insanlar
“tepeden tırnağa değişebiliyormuş” gerçekten.
Aksi halde,
yolsuzluk şüphelileri kabak gibi ortada durup, dururken; yolsuzluk iddialarını
soruşturan ve de bir zamanlar toz kondurmadığı Savcı Öz’ü neden cezalandırır
insan?
* * *
Tamam.
Olayın
iktidar-cemaat kavgası nedeniyle patladığını tartışmaya gerek yok.
Yani “sebep” malum.
Ya sonuç?
Yani iddialar.
* * *
Deniyor ki:
“Suç örgütünün olası takipten kurtulmak amacıyla sahte
kimliklerle alınmış birebir telefonlarla birlikte ‘kırmızı hat’ geliştirdikleri
de dosyada yer aldı. İddiaya göre bu kırmızı hatlardan birini Bakan A.’nın oğlu
kullanıyordu, Bakan A.’ya verilen rüşvetler de oğluna teslim edildi.”
Deniyor ki:
“Bürokraside karşılaştığı her türlü sorunu rüşvet ile çözdüğü
iddia edilen Rıza Zarrab’ın isteklerinin, rüşvet karşılığında Bakan B.
tarafından yerine getirildiği iddia ediliyor. Zarrab’ın bu çerçevede 20 milyon
500 bin lira karşılığında euro ve dolar rüşvet verdiğinin tespit edildiği iddia
edildi.”
Deniyor ki:
“Soruşturma dosyasında Bakan C.’nin Rıza Zarrab’ın bürokratik
işlemlerini takip ettiği, bunun karşılığında ise 3 milyon TL karşılığında
(dolar bazında 1.5 milyon dolar) rüşvet aldığı iddia edildi.”
* * *
Deniyor ki:
“İnşaat ihalesi verilen şirketlerin altyapı işlerinin Bakan
Bayraktar’ın oğlunun gizli sahibi olduğu şirketlere gittiği, projeler önündeki
engellerin de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın müdahaleleriyle kaldırıldığı
öne sürülüyor.”
Deniyor ki:
“Yine belediyeler tarafından onaylanmayan plan tadilatları,
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Özel ‘Proje Alanı’ veya ‘Kentsel
Tasarım Projesi’ ilan edilerek usulsüzlükler yapıldığı, Kültür ve Tabiat
Varlıkları Koruma Kurulları’na rüşvet vererek tarihi yapıların bulunduğu
arazileri, doğal sit alanlarını ve yeşil alanları imara açtıkları soruşturma
dosyasındaki iddialar arasında yer aldı.”
* * *
Deniyor ki:
“Fatih Belediyesi ve anıtlar kuruluna yönelik
gerçekleştirilen rüşvet operasyonunda büyük meblağlar karşılığında tarihi
yarımadada sit alanı olan arsalar için inşaat şirketlerine izin verildiği,
Demiryolu, Liman ve Hava Meydanları İşletmesi’nin (DLH) ve Japon mühendislerin
uyarılarına rağmen Marmaray’ın çökme tehlikesi pahasına bölgeye inşaat
yapılmasına göz yumulduğu ileri sürülüyor.”
Deniyor ki:
“Marmaray Sirkeci
İstasyonu’nun üzerinde bulunan tarihi bir binanın ve boş bir arazinin üzerine
inşaat yapılması karşılığında Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, koruma
kurulu üyeleri ve tapu müdürlüğü çalışanlarının da aralarında bulunduğu
isimlere milyon dolarlara varan rüşvet verildiği, inşaata izin veren
bürokratların binlerce insanın hayatını hiçe saydığı öne sürülüyor.”
* * *
Bunlar iddiaların sadece bir bölümü.
Meraklısı devamını bulur, okur.
Diğer yanda iktidar
tayfası bu iddialara cevap vereceklerine, koro halinde işi “Halk Bankası
üzerinden İran'la yapılan ticarete” bağlayıp, sözü “olayın arkasında ABD ile
İsrail var” demeye getiriyor.
Ey cemaat-i Müslim...
Ey cemaat-i Müslim...
Bari şu soruya cevap
verin:
Halk Bankası Genel Müdürü'nün evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan 4,5 milyon doları da, oraya CIA ile MOSSAD mı koydu?
Halk Bankası Genel Müdürü'nün evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan 4,5 milyon doları da, oraya CIA ile MOSSAD mı koydu?
Tek karelik ayak izi!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder