Bir
şiir okudum
Radyo Pause’da, Aylin Süphandağlı ile birlikte yaptığımız
“Konuşmanın Tam Zamanı” programının arasında, Serdar Ortaç’ın “Bu devirde kimse
şah değil, padişah değil” şarkısını çaldık.
Elbette bilerek ve isteyerek!
İkinci bölüm başladığında, “Bu şarkıyla bağlantılı bir şiir
okumak istiyorum” dedim.
İşte o şiir:
* * *
”Akrep gibisin kardeşim,
Korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
Serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
Midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
Beş değil,
Yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
Gocuklu celep kaldırınca sopasını
Sürüye katılıverirsin hemen
Ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlûkusun yani,
Hani su derya içre olup
Deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
Senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
Ve hala şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
Kabahat senin,
— demeğe de dilim varmıyor ama —
Kabahatin çoğu senin, canım kardeşim.”
* * *
Anlayacağınız kardeşlerim, Sayın Başbakanın diline doladığı
“Benim vatandaşıma kimse (şöyle) diyemez, (böyle) diyemez” şeklindeki hamasi
nutuklardaki mesele, aslında bugünün meselesi değil.
Ve mesele Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da değil.
Mesele…
Benzerlerine çokça rastlanan bir “insan tipi” sadece!
* * *
Geçen Cuma günü yazmıştım.
Hani o “sus payını” alıp, sesini çıkarmayan “insan tipi” var
ya...
Menfaatçi, eyyamcı insan tipi.
Yağcı, avantacı insan tipi.
“Düşünmek” gibi bir derdi olmayan insan tipi.
Korkak, pısırık, sümsük insan tipi.
Ve dünyada onlardan o kadar çok var ki!
* * *
Aksi halde Nazım Hikmet yazar mıydı hiç bu şiiri?
“Bir değil,
Beş değil,
Yüz milyonlarlasın maalesef” der miydi?
Ve dahası sevgili kardeşlerim…
Nazım Hikmet bu şiiri yazdığında, sayın Başbakan dahil, bugün
Türkiye’de yaşayanların çoğu, henüz dünyaya bile gelmemişti!
Bilin
ve bildirin!
Gelelim “şarkı” ile “şiir” arasındaki bağlantıya.
Nazım Hikmet’in tarif ettiği insan tipi zaman zaman ve yer yer ağır
basmasaydı dünyada…
Ne Hitler, ne Mussolini, ne Stalin olurdu.
Ne Saddam’dan söz ederdi kimse, ne de baba-oğul Esad’tan.
Zeynel Abidin Bin
Ali de olmazdı, Kaddafi de…
Bırakın onu, bunu…
Onun, bunun sahip
olduğu sınırsız güce ve kudrete özenip; halkını itip kakmaya da cesaret
edemezdi hiç kimse!
Mesele bu işte.
Bilmemiz ve bilmeyen
de bildirmemiz gereken, aynen şarkıda söylenen şey:
“Bu devirde kimse
sultan değil
Hükümdar değil, bezirgân değil
Bu kadar güvenme kendine
Kimse şah değil, padişah değil
Bu zamanda kimse sultan değil...”
Hükümdar değil, bezirgân değil
Bu kadar güvenme kendine
Kimse şah değil, padişah değil
Bu zamanda kimse sultan değil...”
Tek karelik küpe!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder