İlk haberi bir astrologdan
aldım
İlk haberi kimden
aldım biliyor musunuz?
Hayır.
Bilemezsiniz.
Sorun hadi…
İşlerin içindeki bir
politikacıdan mı?
Üst düzey bir
bürokrattan mı?
Kulağı delik bir
gazeteciden mi?
Polisten mi?
Savcıdan mı?
Hayır. Hayır. Hayır.
Bilemediniz.
Bilemezsiniz.
İlk haberi,
istifaların Türkiye’yi sarstığı günün öncesindeki gece astrolog Yasemin Boran
verdi.
Peş peşe dört
Twitle:
“Yarın sabah
duyacaklarımız fikirlerimizin değişmesine neden olabilir. Veya duyduklarımızdan
etkilenecek ve daha derin düşüneceğiniz...
“Sanırım şu anda
düşüncelerimizi derinden etkileyecek kararlar alınabilir veya açığa çıkan
olaylar düşüncelerimizi derinleştirebilir...
“Güç mücadelesinin
yeni bir boyut kazanacağını işaret eden gökyüzünün konumu aynı zamanda potansiyel
gücün uyanacağını gösteriyor.
“Zor bir süreç
içindeyiz... Ancak ‘Zor işleri kim başarabilir’ ancak yapabilme gücü olanlar...
Yani manasız değil... Manayı anlayan gerek!”
* * *
Yasemin Hanım’ın
dediği gibi, yaşanan olayların manasını anlamak gerek.
Oysa kendisi bu
satırları yazarken, Egemen Bağış, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ve Zafer
Çağlayan; otobüsün üzerinde, Başbakan’ın yanı başında, anlamsız gülücükler
dağıtıyordu etrafa.
Ne oldu sonra?
GÜM.
* * *
İstifayı falan
geçin.
O saate kadar durdukları
kabahatti zaten.
Asıl önemli olan
sonrasında olanlar.
Yeni yolsuzluk iddiaları
karşısında devletin içine düştüğü, daha doğrusu çöktüğü an.
Barolar Birliği
Başkanı Feyzioğlu bu durumu ne de güzel özetledi:
“Önce baskıcı
devlettik, sonra yatak odalarına giren polis devleti olduk. Şimdi yürütme ve
yargı iç savaşa tutuştu. Devlet olmaktan çıkıyoruz.”
Daha düne kadar
iktidarı savunan eski savcı Gültekin Avcı ise “savcıların talimatına direnen
polis müdürlerinin” tavrına noktayı koyuverdi:
“Hukuk siyasete ayak
bağı haline gelince bu kanun maddeleri kor gibi batar insana. Bilmeyenler
komplo der çıkar.”
Ve nihayet,
Zaytung’un gırgır haberleri okur okur güleriz ağlanacak halimize:
“Yeni kabinede ismi
açıklanmayan Egemen Bağış bağımsız bakan olacağını açıkladı…”
Ve bir veda
Sevgili dost Süha
Baykal’ı da yitirdik kara 2013’te.
Onu uğurlarken,
anılara sığınıyorum yine.
İlki şu.
Yeni Asır’da “Şehir
ve İnsan” adıyla bir dizi açık oturum yapmıştım. Ege’yi dolaşıyor ve belediye
başkanları ile halkı buluşturuyordum.
Sonra Süha Baykal
katıldı aramıza. Ve bu ismi onun hazırladığı köşeye verdik. İyi de ettik.
Konak Belediye
Başkanlığı döneminde, Efes Oteli'nin arkasındaki yolu trafiğe kapatmaya karar
vermişti Süha Baykal.
"Buraya bir
isim verelim, adı ne olsun?" dedi.
Dedim ki:
"Sen gönül insanısın. Adı 'Sevgi Yolu' olsun."
Ve o isim, daha sonra trafiğe kapanıp, insanların rahatça gezip, dolaşmasına olanak veren tüm yolların ortak adı oldu.
Şimdi babacığı Hakkı Amca'yla şiirler söyleyecekler karşılıklı.
Huzur içinde yatsınlar.
Dedim ki:
"Sen gönül insanısın. Adı 'Sevgi Yolu' olsun."
Ve o isim, daha sonra trafiğe kapanıp, insanların rahatça gezip, dolaşmasına olanak veren tüm yolların ortak adı oldu.
Şimdi babacığı Hakkı Amca'yla şiirler söyleyecekler karşılıklı.
Huzur içinde yatsınlar.
Tek karelik hazırlık!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder