Ey özgürlük, neredesin?
Başbakan’ın tavrı
zaten malum.
Fazıl Say’a verilen
ceza hakkında “Onlarla bizi meşgul etmeyin” diyor.
İnsanın düşüncesini
açıklamasından dolayı ceza aldığı bir ülkenin Başbakanı, üstelik bizzat kendisi
aynı minareden düştüğü halde bu tavrı alıyorsa. . .
Eyvah.
“Balık baştan
kokmuş” demektir ki, özellikle “muhalif” olarak yaftalanmış hiç kimse “ifade
özgürlüğü var” diye, gönlünce nutuk atamaz bundan böyle.
Savcıların harekete
geçmesi bir işarete bakar.
Adamı ya da kadını
“akil” olup, olmadığına bakmasızın tutup; mahkemenin önüne atarlar.
Orası bir arena.
Herkes “gladyatör”
değil ki, paçayı kurtarsın!
Oralarda “adamına
göre muamele” var.
Kimi için karar
verilmiş çoktan.
Eğer kişi hakkında
“Buna bir ders vermek lâzım” hükmü verilmişse baştan. . .
Nafiledir ne yapsan!
* * *
Örnekse. . .
Fazıl Say.
Verilen ceza
milimetrik hesaplanmış.
İçeri tıkarlarsa
tepki büyük olur endişesiyle, tecil sınırının altında tutulmuş karar.
Fakat ardına eklenen
cümle mühim:
“Beş yıllık
denetimli serbestlik şartı ile. . .”
Yani beş yıl içinde
can sıkarsa yine, eski cezası da eklenecek yenisinin üzerine.
Bir nevi, giyotini
koymuşlar tepesine.
İlk yanlış
hamlesinde, boynuna insin, diye!
* * *
İktidar yanlıları
istediğini söyleyebilir memlekette.
Onlara “tam özgürlük”
var.
Söv.
Say.
Yağla.
Yıka.
Hepsi serbest.
Hatta böylelerine
“akil” sıfatı bile veriliyor “ödül” niyetine!
Aksine
davrananlarına ise içecek su, yatacak yer haram.
Ki onlarla. . .
Meşgul olmaya
değmez!
* * *
Yine de beterin
beteri var.
Başbakan “öyle”
diyor da, yardımcısı ne diyor?
Bekir Bozdağ diyor
ki:
“Piyanist ve besteci
Fazıl Say piyano çaldığı ve sanatını icra ettiği için cezaya çarptırılmadı.”
Hah.
Bir o eksikti.
Ona da bir kulp
bululardı gerçi.
Fazıl Say’ın “piyano
çalmasını” bir hırsızlık suçu gibi gösterebilirlerdi!
Yeğenden Oran’dan Baskın
amcaya. . .
Ekrem Oran’a geçen
gün takıldım:
“Aman dikkat et.
Baskın amcan yüzünden siyasi hayatın bitecek!”
Ekrem (ki dostları
ona Eko der) ciddiye aldı sözümü:
“Benim öyle bir
amcam yok. Düğünüme bile davet etmemiştim onu. . .”
Yıllardır Çeşme
Belediye Meclis üyesi olan, halen CHP Grup Başkanvekilliği görevini sürdüren ve
Çeşme’ye Belediye Başkanı olmak için var gücüyle çalışan Eko, anlaşılan işi
daha da sağlama almak istemiş ve bir açıklama yapmış:
“Baskın Amcam
İzmir’de doğdu ve İzmir’den uzun yıllar önce ayrıldı. Kendisi İzmir’in yapısını
unutmuş. İzmir ve İzmirli hakkında söylediği hiçbir söz bu şehri yansıtmıyor.
Baskın Oran’ın babası yani dedemiz Ekrem Oran, İsmet Paşa hükümeti döneminde
önce CHP İzmir İl Başkanlığı ve daha sonra iki dönem CHP İzmir Milletvekilliği
yapmış koyu bir Kemalisttir. Amcamın, İzmir’de yaptığı açıklamalarla rahmetli
dedemizin kemiklerini sızlattığını düşünüyorum.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder