18 Nisan 2013 Perşembe

Ey özgürlük, neredesin? / Feyzi Hepşenkal / 18 Nisan 2013

                                                     Gün gelir, avcıyı da avlarlar!


Ey özgürlük, neredesin?

Başbakan’ın tavrı zaten malum.
Fazıl Say’a verilen ceza hakkında “Onlarla bizi meşgul etmeyin” diyor.
İnsanın düşüncesini açıklamasından dolayı ceza aldığı bir ülkenin Başbakanı, üstelik bizzat kendisi aynı minareden düştüğü halde bu tavrı alıyorsa. . .
Eyvah.
“Balık baştan kokmuş” demektir ki, özellikle “muhalif” olarak yaftalanmış hiç kimse “ifade özgürlüğü var” diye, gönlünce nutuk atamaz bundan böyle.
Savcıların harekete geçmesi bir işarete bakar.
Adamı ya da kadını “akil” olup, olmadığına bakmasızın tutup; mahkemenin önüne atarlar.
Orası bir arena.
Herkes “gladyatör” değil ki, paçayı kurtarsın!
Oralarda “adamına göre muamele” var.
Kimi için karar verilmiş çoktan.
Eğer kişi hakkında “Buna bir ders vermek lâzım” hükmü verilmişse baştan. . .
Nafiledir ne yapsan!

* * *

Örnekse. . .
Fazıl Say.
Verilen ceza milimetrik hesaplanmış.
İçeri tıkarlarsa tepki büyük olur endişesiyle, tecil sınırının altında tutulmuş karar.
Fakat ardına eklenen cümle mühim:
“Beş yıllık denetimli serbestlik şartı ile. . .”
Yani beş yıl içinde can sıkarsa yine, eski cezası da eklenecek yenisinin üzerine.
Bir nevi, giyotini koymuşlar tepesine.
İlk yanlış hamlesinde, boynuna insin, diye!

* * *

İktidar yanlıları istediğini söyleyebilir memlekette.
Onlara “tam özgürlük” var.
Söv.
Say.
Yağla.
Yıka.
Hepsi serbest.
Hatta böylelerine “akil” sıfatı bile veriliyor “ödül” niyetine!
Aksine davrananlarına ise içecek su, yatacak yer haram.
Ki onlarla. . .
Meşgul olmaya değmez!

* * *

Yine de beterin beteri var.
Başbakan “öyle” diyor da, yardımcısı ne diyor?
Bekir Bozdağ diyor ki:
“Piyanist ve besteci Fazıl Say piyano çaldığı ve sanatını icra ettiği için cezaya çarptırılmadı.”
Hah.
Bir o eksikti.
Ona da bir kulp bululardı gerçi.
Fazıl Say’ın “piyano çalmasını” bir hırsızlık suçu gibi gösterebilirlerdi!


Yeğenden Oran’dan Baskın amcaya. . .

Ekrem Oran’a geçen gün takıldım:
“Aman dikkat et. Baskın amcan yüzünden siyasi hayatın bitecek!”
Ekrem (ki dostları ona Eko der) ciddiye aldı sözümü:
“Benim öyle bir amcam yok. Düğünüme bile davet etmemiştim onu. . .”
Yıllardır Çeşme Belediye Meclis üyesi olan, halen CHP Grup Başkanvekilliği görevini sürdüren ve Çeşme’ye Belediye Başkanı olmak için var gücüyle çalışan Eko, anlaşılan işi daha da sağlama almak istemiş ve bir açıklama yapmış:
“Baskın Amcam İzmir’de doğdu ve İzmir’den uzun yıllar önce ayrıldı. Kendisi İzmir’in yapısını unutmuş. İzmir ve İzmirli hakkında söylediği hiçbir söz bu şehri yansıtmıyor. Baskın Oran’ın babası yani dedemiz Ekrem Oran, İsmet Paşa hükümeti döneminde önce CHP İzmir İl Başkanlığı ve daha sonra iki dönem CHP İzmir Milletvekilliği yapmış koyu bir Kemalisttir. Amcamın, İzmir’de yaptığı açıklamalarla rahmetli dedemizin kemiklerini sızlattığını düşünüyorum.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder