Seçim geldi, hoş geldi
Her nerede olursa
olsun “seçim” önemlidir. Seçim gelip, dayandıysa kapıya; beklenmedik kavga ve
kapışmalara, akla gelmeyecek anlaşma ve uzlaşmalara herkes hazır olmalıdır.
Dillere pelesenk
olan o söz gibi. . .
Her an, her şey
olabilir!
Nitekim oldu da.
İzmir Ticaret
Odası’nda seçim sürecinde, ilginç bir şey oldu.
Haberlere “aynen”
yansıyan ifade ile. . .
“İzmir Ticaret Odası
Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Işıkkent'teki İzmir Ayakkabıcılar
Sitesi'ni ziyaret etti. Site Başkanı Süleyman Özcan, Ege AYSAD Başkanı Erdal
Durmaz ve İzmir Ayakkabıcılar Odası Başkanı Tahsin Güzel, İTO'nun 6 Mayıs'taki
seçimlerinde Demirtaş'ı başkan olarak görmek istediklerini ifade etti.”
Site Başkanı
Süleyman Özcan, Ege AYSAD Başkanı Erdal Durmaz’ı bilmem.
Fakat İzmir
Ayakkabıcılar Odası Başkanı Tahsin Güzel’in “desteği” beni şaşırttı.
Çünkü hafızamda bu
ikili arasındaki “kanlı bıçaklı” görüntüler vardı.
Biraz yokladım.
Tamam işte.
Örneğin şu
yazısında, Tahsin Güzel fena halde saydırmıştı Ekrem Demirtaş’a:
* * *
“Ekrem Demirtaş
İzmir Ticaret Odası Meclis Üyeleri'nden kalabalık bir topluluğu İngiltere’ye
götürmüş...
Hiç şaşırmadım... Her oda seçimleri öncesi bu filmler izlenir, aynı tezgahlar açılır...
Kimse ‘Ne var canım bunda’ demesin. Ekrem Demirtaş meclis üyelerini babasının parasıyla götürmüyor. Aidatlarını zor şartlarda ödeyen üyelerin paralarıyla götürüyor.
Binlerce İTO üyesi mağdurken ‘bilgi görgü artırma’ masalıyla hovardalık yapılıyor...
En ilginç olanı da İngiltere'ye giden grubun içinde ‘tarikatçılar, cemaatçiler’ çoğunlukta. Halbuki Ekrem Demirtaş güçlü olduğu dönemlerde dindar insanlara selam bile vermezdi. Tarikatçı, cemaatçi ve namazcı gibi söylemlerle dışlardı.
Üyelerin oylarıyla seçilmiş dindar meclis üyelerini kastederek ‘Amerika'dan emir alanlar İTO'yu ele geçirecek’ diye yaygara yapar, meclis üyeliğini bile engellerdi.
Herkes unutur ben unutmam...
Kimse takiyye yapmasın. Dindar insanları da saf ve salak yerine koymasın...”
Hiç şaşırmadım... Her oda seçimleri öncesi bu filmler izlenir, aynı tezgahlar açılır...
Kimse ‘Ne var canım bunda’ demesin. Ekrem Demirtaş meclis üyelerini babasının parasıyla götürmüyor. Aidatlarını zor şartlarda ödeyen üyelerin paralarıyla götürüyor.
Binlerce İTO üyesi mağdurken ‘bilgi görgü artırma’ masalıyla hovardalık yapılıyor...
En ilginç olanı da İngiltere'ye giden grubun içinde ‘tarikatçılar, cemaatçiler’ çoğunlukta. Halbuki Ekrem Demirtaş güçlü olduğu dönemlerde dindar insanlara selam bile vermezdi. Tarikatçı, cemaatçi ve namazcı gibi söylemlerle dışlardı.
Üyelerin oylarıyla seçilmiş dindar meclis üyelerini kastederek ‘Amerika'dan emir alanlar İTO'yu ele geçirecek’ diye yaygara yapar, meclis üyeliğini bile engellerdi.
Herkes unutur ben unutmam...
Kimse takiyye yapmasın. Dindar insanları da saf ve salak yerine koymasın...”
* * *
İzmir Ticaret Odası
seçimlerine iki haftadan az zaman kaldı.
“Az” dediğime
bakmayın.
Nasıl “siyasette 24
saat uzun bir süre” ise seçim süreçlerinde de geçerli aynı durum.
Bekleyin hele.
Kim bilir daha ne “beklenmedik
kavga ve kapışmalar” ve “akla gelmeyecek anlaşma ve uzlaşmalar” olacak, o gün
gelene kadar.
Yapmayana şaşarım
Binanın dış duvarı üzerine
önce bir metal iskele kuruluyor. Bunun üzerine PVC kaplama, onun da üzerine
polimerden iki kat çuha yerleştiriliyor.
Hepsi o kadar.
İki kat çuhanın arasındaki
bitkiler yeşerip, çiçek açınca ortaya muhteşem manzaralar çıkıyor.
Çevreyi ve şehirleri
güzelleştirmek bu kadar kolay aslında. Bu, BİR.
Dahası da var.
Uygulanan yöntem
sayesinde şehrin “doğal havalandırması” sağlanıyor, İKİ.
Hava kirliliğinin
önlenmesine ciddi bir katkıda bulunuluyor, ÜÇ.
Aynı zamanda bina
izole ediliyor. Kışın soğuktan, yazın sıcaktan korunuyor, DÖRT.
Millete yeni bir iş
alanı yaratılıyor. Etti mi, BEŞ.
Daha ne?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder