23 Nisan 2013 Salı

Suikast içinde suikast! / Feyzi Hepşenkal / 23 Nisan 2013

                                                         Tek karelik BUGÜN


Suikast içinde suikast!

Ahmet Özal savcılığa verdiği ifadede “Kartal Demirağ suikastını soruşturan emekli Ankara cumhuriyet savcılarından Uğur Tonik her şeyi biliyor. Sık sık buluşup bilgi paylaşıyorduk. Bana, tehditlerin arttığını, uğradığı silahlı saldırıdan son anda kurtulduğunu söyledi. Failleri biliyordu, sonuca çok yaklaşmıştı ancak ani bir kararla dosyadan el çektiğini açıkladı. Sonradan kızının kaçırıldığı için böyle bir karar aldığını öğrendim. Uğur Tonik hayattadır. İstanbul Beylikdüzü'de ikamet etmektedir. Çağrıldığı takdirde o da bildiklerini anlatacaktır” diyor ya. . .
İlginç bir durum aslında.
Çünkü Uğur Tonik zamanında çok aranmış ve ısrarla ifade vermeye çağrılmıştı.
Dedim ya, durum ilginç.
O zaman bulunamadı!
“O zaman” ne zaman mı?
TBMM’de “Uğur Mumcu suikastını araştırmak için” bir komisyon kurulduğu zaman.

* * *

Kimi tanıkların ifadesinde Uğur Tonik’in de “adı geçmiş” ve 
“durum” Komisyon Raporuna şu cümlelerle geçmişti o zaman:
“Emekli Yargıtay üyesi Uğur Tonik'in belirtilen adresten başka bir adres vererek taşındığı tespit edilmiş, vermiş olduğu yeni adreste yapılan araştırmada orada da oturmadığı ve ev sahibi tarafından da tanınmadığı için tebligat yapılamamış. . .”

* * *

Ahmet Özal “suikastı soruşturan savcı” diyor Uğur Tonik için.
Yanlış.
Rahmetli Özal’a yönelik suikast girişimine ilişkin soruşturmayı, Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet savcıları Nusret Demiral, Tevfik Hancılar ve Ülkü Coşkun yaptılar.
Ya Uğur Tonik, bu işin neresindeydi?
Bunun birinci dereceden tanığı olan kişi, 10 yıl Cumhuriyet Savcılığı yapmış, sonra Güneş, Milliyet ve Hürriyet gazetelerinde çalışmış, ardından üniversite hocalığına başlamış ve medyada görev aldığı süreçte, tam da “araştırmacı-soruşturmacı gazeteci” sıfatını hak etmiş biri:
Çetin Yetkin.
“Bab-ı Ali’den Müdafaa-i Hukuka” adlı kitabında, dönemin Emlak Kredi Bankası Genel Müdürü Bülent Şemiler’in, suikastın arkasında olduğundan kuşkulanılan Kemal Horzum’u soruşturmak için banka tarafından kurulacak komisyonda görev almasını; kendisinin de “Bu iş benim boyumu aşar” diyerek, “Yargıtay’dan emekli olan Uğur Tönük’ü Hukuk Danışmanı olarak” önerdiğini ve asıl önemlisi, sonrasındaki “çok ilginç” bağlantı ve gelişmeleri anlatıyor.
Bana göre de, Ahmet Özal “Uğur Tonik konuşsun” demekte, yerden göğe haklı.
O kadar ki, TBMM’de “Uğur Tonik’i Araştırma Komisyonu” dahi kurulmalı!
En azından adının doğrusunu öğreniriz:
Tonik mi, Tönik mi, Tönük mü; hangisi?



“Mustafa Şentop’a bak”

AK Parti Seçim İşlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul milletvekili Mustafa Şentop, şöyle buyurmuş:
“İzmir’de seçmene özel propagandaya gerek yok. Sadece ‘İstanbul, Ankara’ya bak’ desen seçmeni ikna etmek için yeterli. İzmir büyümüş bir kasaba görüntüsü veriyor. Bu CHP’li belediyecilik anlayışının ürünüdür. Onlar park, fuar yaparlar. Belediyeciliğin temel sorunlarını ele almazlar. İzmirlilerden seçimlerde rasyonel değerlendirme yapmasını talep ediyorum.”
Neymiş?
Talep ediyormuş. . .
“Emrin olur” ağam!
Bu mudur yani, AK Parti’nin halka ve İzmir’e bakışı bu mudur?
Öyle olmalı.
Çünkü konuşan muhterem, partinin “seçim işlerinden sorumlu” olan Genel Başkan Yardımcısı.
Mustafa Şentop gibiler var oldukça AK Parti’de, CHP’nin işi kolay.
Zira onların da “Mustafa Şentop’a bak” demeleri, İzmirlileri ikna etmeye yetecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder