Mehmet Türk ne yapacak?
Yasa çıkalı iki
yıldan fazla oldu.
13 Ocak 2011 günü
Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun 46.
maddesinin 3. fıkrasında “Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Millî kelimeleri, bir
ticaret unvanına ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konabilir” deniliyor ki;
bugüne kadar kimseden ses çıkmadığı için sorun yoktu.
Ancak bazı illerde, adında
“Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Milli” kelimesi bulunan firma ve şirketlere, Ticaret
Sicili Müdürlükleri tarafından tebligat yapılmaya başlandı.
Denilen şu:
“Unvanınızda bulunan
ibarenin kaldırılması gerekmektedir. Beş iş günü içerisinde, gerekli tadil ve
ortaklar kurulu karar suretini müdürlüğümüze tescil ettirerek, unvanınızı
değiştirmeniz gerekmektedir. Aksi takdirde, Cumhuriyet Başsavcılığına suç
duyurusunda bulunulacak ve hakkınızda işlem yapılacaktır.”
Eyvah. Eyvah.
* * *
Kâğıt üzerindeki
isimler şöyle dursun, bir de devletin resmi kurumu olan Türk Patent Enstitüsü’nden tescilli olanlar var.
Örnekse “Cumhuriyet”
adı 131 markaya yansımış.
“Çay
cumhuriyeti, kahve cumhuriyeti” gibi tescilli markalar da var, “Cumhuriyet Marketler
Zinciri, Cumhuriyet Konakları, Cumhuriyet Sucukları, Kadıköy Meşhur Tarihi
Cumhuriyet Meyhanesi” gibi olanlar da. . .
Fakat en
ilginci “Cumhuriyetin Gözcüsü Sözcü” mutlaka.
* * *
206
kayıtla içinde “Milli” sözcüğü geçen markalara onay vermiş Türk Patent
Enstitüsü.
“Antepli
Milli Usta” bunlardan biri.
“Gürlek
milli kıyafetler” öyle.
“Milli Gazete
hak geldi batıl zail oldu” cümlesi de, patentli.
Ve işte, özellikle
İzmir’de iyi bilinen bir tane:
“Kestane Pazarı Milli
Kültür ve Ahlaka Hizmet Vakfı”
* * *
Sıra “Türk” ve
“Türkiye” sözcüklerine gelince, 5 bin 188 tescilli marka çıkıyor karşınıza.
“Neler var?” diye
sormayın hiç.
Ne yok ki!
“Türk rakısı
Türk
mutfağı
Türk
pipo
Türk
saat
Türk
mavisi”
Ya da. .
.
“Pizza
Türk
Anons
Türk
Arena
Türk”
Diğer
yanda. . .
“Türkiye
hostesini arıyor” da, “Arkasında Türkiye var” da tescilli marka.
Kimi de
adını tescillemiş:
“Mehmet Türk et ve et ürünleri”
Üstelik yasa çıktıktan çok sonra, 30 Temmuz 2012’de.
Ne
diyeceğiniz Mehmet beye şimdi, “Soyadını değiştir de gel” mi?
Velhasıl
milletin de işi zor, Ticaret Sicili Müdürlüklerinin ihbar yağdıracağı
Cumhuriyet Savcılarının da!
Sahi.
“Savcılar”
demişken, onların adındaki “Cumhuriyet” sözcüğü de, sorun olmaz inşallah!
Bin 530 yıl
hapis!
Başlıktaki
“İzmir Güzeli” ifadesi, dikkatimi çekti.
Haberi
okuyunca anladım ki, polisi yıllarca peşinden koşturan suç örgütü lideri de
aynı oltaya gelmiş.
Arkadaş
hanımlara düşkünmüş.
İnternette
“chat” yaparken polis “İzmir güzeli” rumuzuyla yanaşmış kendisine.
Vermişler
gazı.
Örgüt
başı iyice coşmuş.
Hatta belindeki
silahı çekip, bilgisayar kamerasından poz bile vermiş, İzmir güzeline!
Neticede
yakalanmış.
Dört yıl
sürmüş mahkeme.
Ve karar:
Çete
lideri ile yardımcısı, 99 ayrı suçtan toplam bin 530’ar yıl hapis cezasına
çarptırılmış.
Hani
“ölüme çare bulunsa” bile bitmeyecek bir ceza bu!
Gerçi
100 bin yıl da ceza alsalar, en fazla 36 yıl yatacaklar ya; yine de rakamın
büyüklüğü şaşırtıyor insanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder