11 Nisan 2013 Perşembe

Mehmet Türk ne yapacak? / Feyzi Hepşenkal / 11 Nisan 2013

                                                         Tek karelik kentsel dönüşüm!


Mehmet Türk ne yapacak?

Yasa çıkalı iki yıldan fazla oldu.
13 Ocak 2011 günü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun 46. maddesinin 3. fıkrasında “Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Millî kelimeleri, bir ticaret unvanına ancak Bakanlar Kurulu kararıyla konabilir” deniliyor ki; bugüne kadar kimseden ses çıkmadığı için sorun yoktu.
Ancak bazı illerde, adında “Türk, Türkiye, Cumhuriyet ve Milli” kelimesi bulunan firma ve şirketlere, Ticaret Sicili Müdürlükleri tarafından tebligat yapılmaya başlandı.
Denilen şu:
“Unvanınızda bulunan ibarenin kaldırılması gerekmektedir. Beş iş günü içerisinde, gerekli tadil ve ortaklar kurulu karar suretini müdürlüğümüze tescil ettirerek, unvanınızı değiştirmeniz gerekmektedir. Aksi takdirde, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacak ve hakkınızda işlem yapılacaktır.”
Eyvah. Eyvah.

* * *

Kâğıt üzerindeki isimler şöyle dursun, bir de devletin resmi kurumu olan Türk Patent Enstitüsü’nden tescilli olanlar var.
Örnekse “Cumhuriyet” adı 131 markaya yansımış.
“Çay cumhuriyeti, kahve cumhuriyeti” gibi tescilli markalar da var, “Cumhuriyet Marketler Zinciri, Cumhuriyet Konakları, Cumhuriyet Sucukları, Kadıköy Meşhur Tarihi Cumhuriyet Meyhanesi” gibi olanlar da. . .
Fakat en ilginci “Cumhuriyetin Gözcüsü Sözcü” mutlaka.

* * *

206 kayıtla içinde “Milli” sözcüğü geçen markalara onay vermiş Türk Patent Enstitüsü.
“Antepli Milli Usta” bunlardan biri.
“Gürlek milli kıyafetler” öyle.
“Milli Gazete hak geldi batıl zail oldu” cümlesi de, patentli.
Ve işte, özellikle İzmir’de iyi bilinen bir tane:
“Kestane Pazarı Milli Kültür ve Ahlaka Hizmet Vakfı”

* * *

Sıra “Türk” ve “Türkiye” sözcüklerine gelince, 5 bin 188 tescilli marka çıkıyor karşınıza.
“Neler var?” diye sormayın hiç.
Ne yok ki!
“Türk rakısı
Türk mutfağı
Türk pipo
Türk saat
Türk mavisi”
Ya da. . .
“Pizza Türk
Anons Türk
Arena Türk”
Diğer yanda. . .
“Türkiye hostesini arıyor” da, “Arkasında Türkiye var” da tescilli marka.
Kimi de adını tescillemiş:
“Mehmet Türk et ve et ürünleri”
Üstelik yasa çıktıktan çok sonra, 30 Temmuz 2012’de.
Ne diyeceğiniz Mehmet beye şimdi, “Soyadını değiştir de gel” mi?
Velhasıl milletin de işi zor, Ticaret Sicili Müdürlüklerinin ihbar yağdıracağı Cumhuriyet Savcılarının da!
Sahi.
“Savcılar” demişken, onların adındaki “Cumhuriyet” sözcüğü de, sorun olmaz inşallah!


Bin 530 yıl hapis!

Başlıktaki “İzmir Güzeli” ifadesi, dikkatimi çekti.
Haberi okuyunca anladım ki, polisi yıllarca peşinden koşturan suç örgütü lideri de aynı oltaya gelmiş.
Arkadaş hanımlara düşkünmüş.
İnternette “chat” yaparken polis “İzmir güzeli” rumuzuyla yanaşmış kendisine.
Vermişler gazı.
Örgüt başı iyice coşmuş.
Hatta belindeki silahı çekip, bilgisayar kamerasından poz bile vermiş, İzmir güzeline!
Neticede yakalanmış.
Dört yıl sürmüş mahkeme.
Ve karar:
Çete lideri ile yardımcısı, 99 ayrı suçtan toplam bin 530’ar yıl hapis cezasına çarptırılmış.
Hani “ölüme çare bulunsa” bile bitmeyecek bir ceza bu!
Gerçi 100 bin yıl da ceza alsalar, en fazla 36 yıl yatacaklar ya; yine de rakamın büyüklüğü şaşırtıyor insanı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder