Sütten yanan
ağızlar!
Leyla
Alaton, canlı yayın heyecanıyla ağzından kaçan “O...pu” sözü nedeniyle program
sonrası program yapımcılarından özür dilemiş ve “Eğer RTÜK'ten kanala bir ceza
gelirse, lütfen faturayı bana gönderin” demiş.
Diğer
yanda Hülya Koçyiğit yine bir canlı yayında “Her iki taraftan da nice şehit
anneleri ağladılar” dedikten bir açıklama yapmak zorunda kalmış:
“Türkiye
için, çocuklarımız için, yarınımız için bu barış sürecini başarılı bir şekilde
tamamlamak zorundayız. Bir televizyon programındaki canlı telefon
bağlantısında düşüncelerimi yanlış cümlelerle ifade ettiğimi üzülerek fark
ettim.”
Bu iki
hanımefendinin zarafeti de, nezaketi de herkesin malumu.
İyi niyetlerinden
zerrece şüphem yok.
* * *
Ne çare
ki “söz” bu.
Ağızdan
çıktı mı bir kere, şiddetiyle orantılı biçimde gider gidebildiği yere.
Bazen
“ok gibi” deler, geçer.
Bazen
“ateş gibi” yakar, geçer.
Sonradan
“yanlış anlaşıldım” dememek için, önceden “dikkatli olmak” lâzım.
Google’a
yazdım:
“Yanlış
anlaşıldım.”
Karşıma
çıkmayan kalmadı!
* * *
İşte
“çıkış sırasıyla” bazıları:
CHP Grup
Başkanvekili Muharrem İnce, Yeni Şafak Gazetesi yazarı Hilal Kaplan, AK Parti İstanbul
Milletvekili Hakan Şükür, ABD Ankara Büyükelçisi Ricciardone, Milli Eğitim eski
Bakanı Ömer Dinçer, Galatasaray Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ethem
Tolga, Müslüm Gürses'in menajeri Nevzat Takmaz, Maliye Bakanı Mehmet
Şimşek, Şevval Sam, Galatasaray Kulübü Başkanı Ünal Aysal, televizyon sunucusu
Müge Anlı, eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, Küba'nın efsanevi lideri Fidel
Castro, Fenerbahçe kalecisi Volkan Demirel, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı
Fatma Şahin, eski hakem ve futbol yorumcusu Ahmet Çakar, Bağımsız Van
Milletvekili Aysel Tuğluk, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, Çevre ve
Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül. . .
* * *
Mesele
insanın başına gelen “yanlışlardan” ders almasıdır, bir daha yanlış
anlaşılmamak için.
Bakın Sayın
Cumhurbaşkanı’na. . .
Gazeteciler “PKK'nın
silahlı unsurlarının sınır dışına çekilmesine” ilişkin bir soru yöneltiyorlar
meselâ.
“Bunlar dikkat
edilmesi gereken teknik hususlar” diye, fazlasıyla yuvarlak bir yanıtla
geçiştiriyor soruyu.
Bu kez “Akil İnsanlar”
listesiyle ilgili bir soru geliyor.
Hiç.
Oralı bile olmuyor:
“Bunlar benim
karışmak istemediğim konular.”
Sayın Cumhurbaşkanı
haklı.
Bir defa sütten ağzı
yandı!
Burası “cennet” olmalı
Karşıyaka’nın en
güzel yeri. Çamlık Sokağı. Karşıyaka Stadı’nın hemen yanı. Orası. . . 40 bin
metrekarelik Orman fidanlığı.
Fotoğrafı
görüyorsunuz yanda.
Elde kalan son vaha.
Orman Bölge
Müdürlüğü şimdi iki bina daha yapıyor oraya.
Biliyorum.
Yapımı için para
harcanmıyor.
Gaziemir İlçesinde
bulunan Mülkiyeti Orman Genel Müdürlüğü’ne ait 495 metrekare arsa
ile takas edilmiş inşaatın yapımı.
Yine biliyorum.
Bölge Müdürlüğü’nde
çalışanlar, bana kızacaklar.
Çare yok.
Kızsınlar.
Ama Karşıyaka’nın
“orta göbeğinde” Orman Bölge Müdürlüğü’nün hâlâ ne işi var?
Sorum, başta İzmir
Valisi’ne, İzmir milletvekillerine, Orman ve Su İşleri Bakanı’na, Başbakan’a. .
.
Sahi.
Burayı cennetten bir
köşeye, halkın keyifle yaşayacağı bir alana dönüştürmek varken, Karşıyaka’nın
“orta göbeğinde” Orman Bölge Müdürlüğü’nün hâlâ ne işi var?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder