25 Eylül 2013 Çarşamba

Cumhuriyet Nişanı “güme” gitti! / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 25 Eylül 2013


Cumhuriyet Nişanı “güme” gitti!

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül “Aziz kardeşim” diye başladı konuşmasına:
“Bütün siyasi hayatınız boyunca ülkenizde demokrasinin hüküm sürmesi ve kalkınmanın hızlanması için mücadele ettiniz. Demokrasinin askıya alındığı dönemlerde dahi ülkenize zarar vermemek için hep sağduyu, sabır, fedakârlık ve vatanperverlik duygusu içinde hareket ettiniz.”
Pakistan Başbakanı Nevaz Şerif huşu içindeydi.
Türkiye Cumhurbaşkanı’nın iltifatları ise bitecek gibi değildi:
“Bu erdemlerinizle Pakistan halkına ve biz dostlarınıza hep güven verdiniz, umut aşıladınız. Nitekim ülkenizin tarihinde bir ilke imza atarak üçüncü defa Başbakan seçilme başarısını gösterdiniz.”
Abdullah Gül, Cumhuriyet Nişanı’nı Nevaz Şerif’in boynuna takmadan; sözlerinin üzerine bir de cila çekti:
“Engin tecrübeniz ve dirayetli önderliğinizle, ülkenizi daha huzurlu ve daha müreffeh bir geleceğe taşıyacağınıza olan güvenim tamdır.”

* * *

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından da izzet ve ikramla karşılanan Nevaz Şerif, bunca methiyeyi ve itibarı gerçekten hak eden biri mi acaba?
Hiç sanmam.
Pakistan’da, Abdullah Gül’ün sıraladığı nitelikleri taşıyan bir kişi vardı aslında.
Hem “yürekten” demokrattı, hem de verdiği demokrasi mücadelesinin bedelini hayatıyla ödemeyi göze alacak kadar “yürekli” bir insan.
Adı da, Benazir Butto’ydu.

* * *

Suikasta kurban gitmeden iki ay önce yazdığı yaşamöyküsünde, Nevaz Şerif’e de sıkça yer vermişti Butto.
Örnekse demişti ki:
“ISI (Pakistan Gizli Servisi) General Ziya’nın ‘siyasi oğlu’ Nevaz Şerif’i Başbakan yapmaya söz vermişti. Nevaz Şerif zaten Pencap Başbakanı olduğu için, emirlerimi dinlemeyeceğini ve benim sadece İslamabad’da Başbakan sayılacağımı söyledi.”
Yine demişti ki:
“Nevaz’ın sosyal ve siyasal çalışmaları hiç de ileriye dönük değildi, oldukça gericiydi. Pakistan’da bir ilerleme görülmüyordu. Nevaz Şerif ‘İslamlaştırma’ konusunda yaptığı çalışmaları anayasal çerçeveye sığdırmaya çalışıyor, Taliban toplumunu övüyor ve Pakistan’da onu taklit etmek istiyordu.. Partimiz, Senato’daki gücünü kullanarak; Nevaz’ın Pakistan’ı bir din devleti haline dönüştürme çabalarını engellemeye çalışıyordu.”

* * *

Pakistan’da ne olup, bittiği bir yere kadar önemli.
Asıl mesele, orada olanların “burada” nasıl değerlendirildiği!
Yani…
Nevaz Şerif’in demokratlığı da, bizimkilere benziyor:
“İşine geldiği zaman, işine geldiği kadar!”
Yoksa Türkiye’nin “Cumhuriyet Nişanı” neden ona verilsin, doğru dürüst nişan alınacak başka hedef mi kalmadı koca dünyada?


Gülmeyin, ciddiyim

Çeşme Esnaf Odası’nın, Sakız’a gidip, İzmir’in EXPO adaylığı için destek istediği haberini okuyunca aklıma geldi.
Biz de 2000 yılında Yunanistan Cumhurbaşkanını ziyaret etmiştik.
Rahmetli Ahmet Piriştina ve Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş’ın da bulunduğu kalabalık bir heyetle; Yunanistan’ın, o yılki İEF’de “onur konuğu ülke” olmasına yönelik talebimizin kabul edilmesini rica etmiştik.
Sayın Cumhurbaşkanı da, ardından gittiğimiz Atina Belediye Başkanı da gayet olumlu karşılamıştı isteğimizi.
Ne çare ki, olmadı.
Sakız Belediye Başkanı Polidoros Lamprinoudis ve Sakız Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Vasilis Pappas da, Çeşme’den gelen heyete İzmir’in EXPO adaylığını desteklediklerini söylemişler.
Hatta Pappas, “Sakız Ticaret Odası olarak Başbakan Samaras’a mektup gönderdik ve İzmir’i desteklediğimizi belirttik” demiş.
Umarım çabalar sonuca ulaşır bu kez ve Yunanistan Başbakanı, Sakız’dan gelen mektubu okuyunca; Dubai’ye verdikleri desteği geri çeker!



Tek karelik futbol!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder