BMC’den “imdat” feryadı!
Geçen yılın Kasım
ayında “Bence BMC…” diye başlamıştım söze.
Ve şöyle demiştim
yazının finalinde:
“Harç bitti, yapı
paydos!
Ne yani.
İşinden olan, her gün işsiz kalma tehlikesi ile yaşayan insanlara; böyle mi diyeceğiz şimdi?
Bence BMC, ayıp etti.
İzmir’e de, ülkeye de, geçmişini de, geleceğe de yazık etti!”
Ne yani.
İşinden olan, her gün işsiz kalma tehlikesi ile yaşayan insanlara; böyle mi diyeceğiz şimdi?
Bence BMC, ayıp etti.
İzmir’e de, ülkeye de, geçmişini de, geleceğe de yazık etti!”
Çukurova Grubu peş
peşe top atınca, BMC’ye bu yılın Mayıs ayında TMSF el koydu.
Hem çalışanlar, hem
alacaklı firmalar sevindi.
Ne de olsa TMSF,
örneğin el koyduğu medya şirketlerini ihya ediyordu!
Kendilerini de en
azından fazla üzmez, nefes almalarına yardımcı olurdu.
Nitekim Türk Metal
Sendikası İzmir 1 no'lu Şube Başkanı Halil İbrahim Tosun da umutluydu.
Çalışanların BMC'den
18 milyon lira alacağının bulunduğunu söylüyor, TMSF’nin şirkete el koyma
kararının işçiler tarafından sevinçle karşıladığını açıklıyordu.
* * *
Günler geçti.
Haftalar geçti.
Umutlu bekleyişin
yerini, derin bir hüzün aldı 15 Temmuz 2013 günü:
“14 aydır maaş
alamayan 25 yaşındaki BMC işçisi Uğur Nezir, 4'üncü kattaki evinin balkonundan
atlayarak intihar etti.
Borçları yüzünden
zor günler geçiren Uğur Nezir psikolojik tedavi görüyordu. Daha önce de 33
yaşındaki Sabri Altındal, intihar ederek yaşamına son vermişti.”
* * *
Geldik Eylül ayına.
İşte gelen bir mesaj
bana:
“Feyzi bey, BMC
konusuna tekrar değinin lütfen. En son Kasım ayında bir yazınızı okumuştum. Zaten
o gün bugündür kimselerin bir şey konuştuğu yok.. Ben bizzat içinde yaşıyorum
olayların. Eşim BMC mağduru. Hem de ciddi hasarlı.. Dışarıya kuyruğu dik
tutuyoruz, belli etmemeye çalışıyoruz ama sabır kalmadı artık.
11 ay maaş
alamadıktan sonra haklı nedenle fesih yaparak mahkemeye verdi ve ayrıldı. Dibe
düştük, düğün için biriktirdiğimiz paralar gitti. Kredi ödemeleri geciktiği
için icralık oldu. Ama biz evlendik Allah ufak tefek imkanlar verdi, tutuştuk
el ele yürüdük. En azından evimizi açtık. Borç harçla tabii.
Aylardır
oyalıyorlar, konuşacak muhatap bulamıyoruz. Ne sendika temsilcileri, ne de
avukatlardan bir sonuç alamıyoruz. İçeride alın teri var, ayların; yılların
emeği var… Bu kadar vicdansızlık olmamalı.
Bir şeyler yapın,
duyurun bu insanların sesini lütfen. Boşananlar, evini, arabasını satanlar,
çocuklarını okuldan alanlar, intihar edenler var…
Bunların hepsi
gerçek. Ama kimselerin haberi yok. Belki biz diğerlerine göre şanslıyız ki
duruyoruz ayakta .. ( Allah biliyor nasıl durduğumuzu…) İlgi ve bilgilerinize…”
* * *
BMC’den yükselen
“imdat” feryadını ben duydum.
Başka duyan var mı?
Bu duruşa saygı duyulur
Okur musunuz lütfen:
“Ege Genç İşadamları
Derneği, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde temsil ettiği 3500 şirket, 550 iş
insanı adına ‘Savaşa Dur’ diyerek Dünya'ya barış çağrısında bulundu.
EGİAD'dan yapılan
açıklamada, Ortadoğu’daki karışıklıkların tüm Dünyayı etkileyerek telafisi
imkansız yeni acılara yol açabileceğine işaret edilerek, her zamankinden
daha fazla sağduyuya ihtiyaç olduğuna dikkat çekildi.”
Bakmayın siz
“işadamları” lafına.
Bilen biliyor zaten
ama bilmeyenler için belirtmek isterim ki, bu açıklamanın altındaki imza, bu
“onurlu duruş” bir kadına ait.
EGİAD Başkanı Seda Kaya’ya.
Nice “adam
geçinenlerin” kıvırdığı ve kıvrandığı bir konuda böylesine açık, kararlı ve (en
azından bana göre) doğru bir tavır koyduğu için Seda Kaya’yı kutluyorum.
Ve tabii…
Onun davranış
biçiminin bütün “adamlara” örnek olmasını diliyorum.
Tek karelik adam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder