Hatada ısrar etmeyin
Yazarken iş kolay.
Yazdığını okurken kolay. Konuşurken de kolay sayılır.
Fakat spontane
yapılmış bir konuşmanın yazıya dökülmesi, işte o zor.
Zira muhabbet
sırasında gayet doğal karşılanan, fazla dikkat çekmeyen “kırık dökük cümleler”,
uzunca “eeee”lemeler ve benzeri minik hatalar dahi hemen sırıtır kâğıt
üzerinde.
Geçen Cuma günü,
Radyo Pause’daki “Konuşmanın Tam Zamanı” günüydü.
Aylin Süphandağlı,
İzmir’i sallayan önemli bir konuyu, Bornova’daki “ağaçlı yolu”, buradaki
Karayolları arazisinin satışını gündeme getirdi.
Ve sordu:
Acaba ne
düşünüyordum?
Düşündüklerimi anlattım
ve sonra programın bant kaydından söylediklerimi aynen yazıya aktardım.
İşte o bölüm:
* * *
Rezalet desem
yeterli olur mu, ayıp desem yeterli olur mu, günah desem yeterli olur mu?
İşimiz gücümüz rant.
Bu dünya düzeninde rant önemli tabii.
Ama devletin sahip
olduğu alanları, arazileri, yerleri; kamu yararına kullanmasını beklemek, bu
ülkede yaşayan insanların hakkıdır.
Ben bu ülkede
yaşıyorum, o arazide benim de payım var.
Özellikle İzmir’de
yaşayanların daha çok payı var.
Peki, bana sordunuz
mu?
Sormadınız.
Şu gezi olayları
niçin başladı?
Vatandaşa sorulmadan
orada bir işe kalkışıldı. Olaylar çığırından çıktıktan sonra da “yok plebisit
yapacağız, yok halk oylaması yapacağız” falan gibi bir takım numaralar
yapılmaya başlandı.
Aynı şey şimdi
burada da mı yaşansın?
* * *
Haliyle “Diren
ağaçlı yol, Diren Bornova, Diren İzmir” muhabbetleri ciddi biçimde gündemde. Ve
bu giderek artacaktır. Bunun önüne kimse geçemez.
Orası, herkes
bilecektir, son derece çirkin ve karmaşık bir yapılaşmanın hemen yanı başındaki
büyük bir arazi parçası.
Bu kamunun, bizim
malımız.
Dağ başında park
yapmanın hiçbir anlamı yok. Siz şehrin merkezinde bu alanları yaratacaksınız
ki, insanlar nefes alacak yer bulsun.
Bir tek Kültürparkımız
var şehrin içinde, başka olmasın mı yani?
* * *
Derhal ve derhal bu
uygulamanın durdurulması, idarenin ve yargının hızlı hareket etmesi ve bu
satışın önlenmesi lazım.
Satış yapılırsa da,
sonrasında iptal edilmesi lazım.
Burası halkın malıdır
ve halk buranın kamu yararına kullanılmasını istiyor.
Yeteri kadar
gökdelen var. Yapılmaya devam ediliyor, edilecek. Kişinin özel mülkiyetinde
olan bir yer olsa, ille “istimlak et, al” bu da tartışılır.
Burası zaten kamunun
malı. Neden yine paraya tahvil etmek için, hazineyi doldurmak için, daha
doğrusu dolan hazineyi başka yerlerde kullanmak için burayı satacaksınız?
Kesinlikle, şahsen,
bunun mücadelesini sonuna kadar vermeye kararlıyım.
Ve bizi
dinleyenlerin de bu mücadelede aktif biçimde rol almasını rica ediyorum.
* * *
Halk artık kendi
sesinin duyulmasını istiyor. Ve kendi sesini duyurmak için de kararlı.
Zaten kıvılcım çaktı
ve o kıvılcım büyük bir ateşe dönüşebilir.
İnsanlar artık korku
duvarlarını aştı, korku eşiği çoktan aşıldı.
Dikkat edin her
olayda insanlar sesini yükseltiyorlar. Türkiye’yi yönetenlerin, şehirleri
yönetenlerin artık akıllarını başlarına alması lazım. Bundan sonra hata yapma
lüksleri kalmadı.
Hele hatada ısrar
etmek…
O zaman akla şu
gelir. Sen biliyorsun kardeşim, bunu böyle yaparsan insanlar ayağa kalkacaklar,
insanlar yürüyecekler, insanlar direnecekler.
E sen hatada ısrar
ediyorsan, demek ki olay çıkmasını istiyorsun. Provoke ediyorsun insanları.
İşte o zaman akla
başka sorular gelir. Herkes bu hatadan kaçınsın.
Tek karelik anlayana!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder