İster istemez çamura
bulaştım!
O iğrenç “karikatür”
nedeniyle, geçen hafta asabımız fena halde bozuldu.
Birazcık vicdanı,
azıcık izanı olan insanlar; hop oturdu, hop kalktı.
Olan şuydu:
Salih Memecan
“karikatür” kılıfının içinde sakladığı silahın tetiğine basmış, insan hayatını,
iktidarın çıkarlarına kurban etmişti!
Bu pespaye çizgiyi
köşeme taşımaktan hicap duyarım.
Ama görmeyenler için
tasvir etmem gerekirse, adamın biri, karşındaki dört gence sırayla emir
veriyor:
“Sen taş atacaksın,
sen molotof kokteyli, sen barikat kuracaksın. Sen öleceksin.”
Aleme ibret olması
için, Facebook’ta paylaştım bu rezil durumu.
Altına yazdığım
“Yalakalık uğruna bu kadar mı dibe vurur insan olan?” yorumuyla.
Çığ misali tepki
geldi.
* * *
Gelin görün ki,
tepkilerden biri; hem şaşırttı, hem de üzdü beni.
Çünkü onu yazan kişi
“aklı başında” olduğunu varsaydığım, “tanıdığımı” sandığım ve hatta “saygı
duyduğum” bir AKP’liydi.
Burada adını
anmaktan, “artık geçmişte kalan” saygım hürmetine imtina ediyorum şimdi.
Yine de çok merak eden,
Facebook sayfama girer, arayıp, bulur kendisini!
* * *
Aramızdaki “gel-git”
kendisinin yazdığı şu “tuhaf” cümle ile başladı:
“Memecan, Allahın
bildiğini kuldan saklamamış.”
Vay be.
Hemen cevap verdim:
“Hocam işi karıştırmışsınız.
Militanlarına ‘öl’ talimatını, iktidarın beslediği El Kaide militanları
Suriye'de uyguluyor. Sizden beklenen insanların ölümleri ile ilgili alay
edenlere karşı durmanızdır. Alkışlamanız değil. Ciddi biçimde hayal kırıklığına
uğradığımı bilmenizi isterim. Ve tabii, Allah'ın bildiğini siz nereden
biliyorsunuz, onu da merak ederim. Yoksa yeni Mesih geldi de haberimiz mi yok?”
* * *
O yazdı:
“Sayın HEPŞENKAL,
olaylarda atılan molotof kokteylleri, taşların insanları öldürebileceklerini
söylemek için mesih olmaya gerek yok. Nitekim, olaylarda ölenler de bu
eylemlerin sonucunu göstermektedir. Kaldırım taşını söküp fırlatanlar ölüme
sebep olmaz...”
Ben yazdım:
“Yüzlerce video
izledim. Molotof atan bir avuç serseri… Polisin işi ne? Onları yakalasın.
Üstelik molotof atanların ajan provokatör olmadığı ne malum!!! Ama Memecan
gibilerin attığı çamurlar, toplumda molotoftan beter etki yapıyor. Ayrıca ben
‘ölen insanlardan’ söz ediyorum. Anlaşılan onlar umurunuzda değil.”
O yazdı:
“Ben karıncayı
öldürmekten bile sakınan birisiyim. Bu değerlendirmede yanlışınız olduğunu
düşünürüm.”
Ben yazdım:
“Eyleminiz ile
söyleminiz tutarlı olmalı o zaman. Türkiye'deki olaylarda hayatını kaybeden
insanların talimat aldıkları için öldüklerine gerçekten inanıyor musunuz?
Memecan'ın kafalara kaktığı o. Böyle bir şey olabilir mi? Hangi akıl, hangi
vicdan böyle sapık bir iddiayı ciddiye alır? Mesele iktidara yaranmaksa...
Eyvallah. O zaman her yol mubah. Ama yine de ölen gençlerin yakınlarına sabır dilemek
yerine, onları büsbütün kahretmek... Olacak iş değil!”
* * *
Sonra başkaları
karıştı lafa.
İş büyüdü.
Tepkiler, öfkeye
dönüştü.
O sustu.
Ben sustum.
Karikatür öyle çizilmez,
böyle çizilir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder