3 Eylül 2013 Salı

Gri gitti renk geldi / Feyzi Hepşenkal / Milliyet Ege / 3 Eylül 2013


Gri gitti renk geldi

O şarkıyı dinlerken sadece “Eylül’de Gel” kelimeleri kalır yerinde ve herkes kendini sözünü yazar diğerlerinin üzerine.
Gözler kapanır ve fırtınalar kopar gönüllerde.
Acayip bir şarkıdır Eylül’de Gel.
İnsana umut da verir, hüzün de.
Ve Eylül gelir.
Hem daha ilk adımda, Dünya Barış Günü ile…
Şarkısı gibi, Eylül’ün ilk günü de bir acayip geldi.
Özgürlükten ve değişimden yana olanlar “tek sesli, tek kutuplu, tek adamlı” bir dünyada yaşamak istemediklerini; çevrelerindeki merdivenlere, kaldırımlara yansıttılar önce.

* * *

Ruhsuz griye karşı, al sana kırmızı.
Silik griye karşı, al sana mavi.
Dayatmacı griye karşı, al sana yeşil.
Tek tipçi griye karşı, al sana sarı.
Grizekalılara inat, gökkuşağı.
Beton kafalara inat, rengârenk bir dünya.

* * *

Gençlerimiz harika.
Ellerine kan bulaştırmak isteyenlere, boyalı elleri ile direndiler inançla.
Ve dayanamadı yoz gri, darmadağın oldu grizekalılar, şaşırdı beton kafalar.
Umut, hüznü yendi.
Renkler kazandı sonunda.

* * *

1 Eylül’de ise coşku merdivenlerden, sokaklara yansıdı.
El ele tutuştu insanlar.
Her yerde…
Ama her yerde…
Önlerine dikilen polise rağmen, barış zincirleri oluşturdular.
Eller sımsıkı kenetlendi birbirine.
Onları ayırmak için kimi zaman zor kullandılar.
İttiler, kaktılar.
Başaramadılar.
İnsanlar tuttukları eli bırakmadılar.

* * *

Gerçekten acayip bir Eylül yaşanıyor.
Bir yanda barış, bir yanda polis.
Bir yanda barış, diğer yanda savaş.
Şüphen mi var arkadaş?
Elbette barış kazanacak.
Savaş davulları tam ortasından patlayacak.
Tokmaklar, tutanların kafasında parçalanacak.
Hey.
Uyanın.
Eylül geldi ve bu Eylül bundan öncekilere hiç benzemiyor.


“Kaldırım” deyip, geçme

Dünyanın her yerinde çok uzun yıllar öncesinden beri hayata renk verilir.
Duvarlar boyanır güzelce.
Bazen bir grafitti süsler eski bir duvarı.
Bazen tablo gibi bir resim yansır çok katlı binaların duvarlarına.
Hele kaldırımlar.
Hele hele Julian Beever gibi sanatçıların fırça darbeleriyle yapılan üç boyutlu kaldırım resimleri birer şaheser değildir de, nedir?
“Tek karelik kaldırım” fotoğrafında, Beever çizdiği bir resmin başında işte.
Daha neler var, neler.
Hepsi de şaşılası şeyler.
Zaten her gören şaşırıyor.
Dönüyor, bir daha, bir daha bakıyor.
Şimdi soralım:
Bizim kaldırımlarımız neden yoksun böyle manzaralardan, bilen var mı?


Tek karelik Julian Beever






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder